20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11421 Karar No: 2017/1059 Karar Tarihi: 13.02.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11421 Esas 2017/1059 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/11421 E. , 2017/1059 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü ... ada ... parsel sayılı 5107,44 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile belgesizden Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar, bu taşınmazın zilyetliklerinde bulunan tarlaları olduğunu ileri sürerek, tespitinin iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, davacıların, keşif gideri yatırılması için verilen kesin süreye rağmen, keşif giderini yatırmamaları karşısında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacıların temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/03/2010 gün ve 2010/1506-2865 sayılı kararıyla verilen kesin sürenin yasal şartları taşımadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının iptaliyle paylı olarak kararda gösterilen gerçek kişiler adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken “tutanağının iptaline” karar verilmiş olması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının bir numaralı bendinin ikinci paragrafında yer alan “tespit tutanağının” ibaresi hükümden çıkartılarak, bunun yerine “tespitinin” kelimesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2017 gününde oybiliği ile karar verildi.