5. Ceza Dairesi 2016/8869 E. , 2017/5482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, zincirleme biçimde kamu kurumu zararına dolandırıcılık, zincirleme biçimde kamu kurumu ve bankayı vasıta kılarak dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet (kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı 17 kez, zincirleme biçimde kamu kurumu ve bankayı vasıta kılarak dolandırıcılık suçunun zincirleme biçimde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçu olarak kabulü ile bu suçtan)
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde ... İlköğretim Okulunda mutemet olarak görev yapan sanığın 15/05/2006-15/03/2008 tarihleri arasında personel maaşlarından usulsüz kesintiler yaparak bu kesintilerin kendi hesabına aktarılmasını sağlamak şeklindeki eyleminin, sanığın mutemet olarak bordro ve liste düzenlemeye yetkili olması, suça konu maaş ödemelerine ilişkin paranın görevi gereği zilyetliğinin kendisine devredilmiş bulunması ve kurumdaki farklı bordroların karşılaştırılması, bordroların iç toplamlarının alınması veya bordrolarla kurumdaki banka kayıtlarının karşılaştırılmasıyla eylemin kolayca ortaya çıkabileceği nazara alınarak eyleminin zincirleme biçimde basit zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Sanığın, 15/05/2006-15/03/2008 tarihleri arasında izinli ve raporlu öğretmenlere ek ders ücreti tahakkuk ettirdiği gibi bazı öğretmenlere de fazla ek ders ücreti tahakkuk ettirerek tüm bu fazlalık kısımları her bordro döneminde kendi hesabına aktarılmasını sağlamak şeklinde sübut bulan eyleminde ise; yasal tevdii bulunmadığından bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumu zararına dolandırıcılık fiillerini zincirleme biçimde gerçekleştirdiği ve TCK"nın 204/2, 43 ile 158/1-e-son, 43. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği halde, her bordro döneminde kastının yenilendiğinden bahisle her bir eylem yönünden ayrı ayrı uygulama yapılarak yüklenen suçlardan 17"şer kez cezalandırılmasına karar verilmesi,
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
İcrai davranışla görevi kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a madde ve bendindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hak ve yetkilerin kullanımının yasaklanmasına karar verilirken hangi hak ve yetkiye ilişkin olduğu gösterilmeksizin maddenin tümünü kapsayacak ve infazda tereddüt oluşturacak biçimde hükümler kurulması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak sanık hakkında mahkumiyet kararı verilen tüm suçları bakımından yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Dosyada taraf olmamasına rağmen Hazine lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Kabule göre de;
TCK"nın 53/5. madde ve fıkra hükmü uyarınca hak yoksunluğunun ceza miktarından fazla olamayacağı gözetilmeden, icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıl 6 ay 28 gün olan ceza süresini de aşacak biçimde 1 yıl 10 ay 22 gün süreyle hak yoksunluğuna hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.