Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2022/158
Karar No: 2022/1787
Karar Tarihi: 16.05.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/158 Esas 2022/1787 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2022/158 E.  ,  2022/1787 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2022/158
    Karar No : 2022/1787

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
    2- ....
    VEKİLİ : Av. ...
    İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 07/10/2021 tarih ve E:2019/17796, K:2021/11061 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 21/06/2019 tarih ve 30808 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesi ile 15/12/2012 tarih ve 28498 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 15. maddesinin birinci fıkrasının sonuna eklenen "Malikler, riskli yapının yıktırılmasından sonra arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre dava açabilirler. Ancak, ortaklığın giderilmesi için dava açılmış olması, Kanun kapsamında hisseleri oranında maliklerin en az üçte iki çoğunluğu ile karar alınmasına ve bu karara göre işlem yapılmasına engel teşkil etmez." ibaresinin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti:Danıştay Altıncı Dairesinin 07/10/2021 tarih ve E:2019/17796, K:2021/11061 sayılı kararıyla;
    Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin, dayanağı 6306 sayılı Kanuna aykırı olduğu, yeniden inşa sürecinde geçici bir durum olan re'sen arsa paylı mülkiyetin kurulması aşamasında, genel kanun olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 698. maddesi uyarınca -6306 sayılı Kanunun uygulanması ile ortaya çıkan bu geçici durumda- ortaklığın giderilmesi davası açılması imkanı getirilerek maliklere seçimlik hak tanınması ve uygulamada bu yolun sıkça tercih edilme ihtimali dikkate alındığında, sürecin sonraki aşamalarında, diğer malikler aleyhine özel kanun olan 6306 sayılı Kanunun devre dışı bırakılmasına sebep olunacağı gibi, söz konu Yönetmelik değişikliğinin dayanağı olan 6306 sayılı Kanunun bu şekilde bir neticeyi amaçlamadığı açık olduğundan, davaya konu Yönetmelik değişikliğinde hukuka uyarlık bulunmadığı,
    Ayrıca; 6306 sayılı Kanun ile başlayan riskli yapı tespiti, yıkım ve yeniden inşa sürecindeki tüm uygulama işlemlerinin 6306 sayılı Kanunda belirlenen usuller çerçevesinde yürütülmesi gerekirken, sürecin 6306 sayılı Kanunda düzenlenmeyen ortaklığın giderilmesi davası ile çözümlenmesine yönelik düzenlemenin, ortaklığın giderilmesi davası açmayan diğer maliklerin mülkiyet hakkının sınırlanması neticesini doğuracağı ve Anayasanın 35. maddesi uyarınca Yönetmelik ile bu şekilde bir düzenleme yapılması hukuken mümkün bulunmadığından, dava konusu Yönetmelik değişikliğinde bu yönden de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ibarenin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 6306 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca yapı yıkıldıktan sonra, arsa paylı mülkiyet kurulduğu, Türk Medeni Kanununun 698. maddesine göre, paydaşlardan her birinin paylaşma isteminde bulunabileceği, ortaklığın giderilmesi davasında, davacı ve davalının mağduriyetinin söz konusu olmadığı, her iki taraf için benzer sonuç doğuracağı, yapı yıkılıp arsaya dönüştüğünde, yine birlikte bir uygulama yapmak zorunluluğunun mülkiyet hakkının özüne aykırı olacağı, düzenleme ile maliklere yeni bir hak tanınmadığı, Türk Medeni Kanununun 698. maddesinde tanınan bir hakka atıf yapıldığı, yeni bir uygulamaya başlanılamayan, anlaşma sağlanamayan parselde maliklerden herhangi biri tarafından paylı mülkiyetin sona erdirilmesi için paylaşma isteminde bulunulmasında ve bunun için dava açılmasında hukuka ve 6306 sayılı Kanuna aykırı bir husus bulunmadığı, Yönetmelik ile amaçlananın, sürecin hızlandırılması, bir an önce fen ve sanat normlarına uygun, sağlıklı yapı çevresini sağlamak olduğu, dava konu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Ortaklığın giderilmesi davası açma hakkı taşınmaz maliklerine Türk Medeni Kanunu tarafından verilmiş ve hakkın ne şekilde kullanılacağı ve kısıtlamaları anılan Kanun'da belirtilmiştir. Öte yandan 6306 sayılı Kanun'da bu üzerindeki bina yıkılarak arsa haline gelen taşınmazlar bakımından bu hakkı kısıtlayan herhangi bir kurala da yer verilmemiştir. Bu durumda, Daire kararında ifade edilen şekilde, mülkiyet hakkını kısıtlayacak biçimde 6306 sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda hiçbir şekilde ortaklığın giderilmesi davası açılamayacağının söylenmesi mümkün değildir.
    Öte yandan, Türk Medeni Kanunu'nun 698. maddesinde; uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamayacağı kurala bağlanmış olup 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar sırasında, ortaklığın giderilmesi isteminde bulunulması halinde bu durum adli yargı yerince değerlendirilecektir.
    Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemede hukuka aykırı bir yön bulunmadığından Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacıların maliklerinden olduğu İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, ... ada, .... sayılı parselde bulunan binanın, 6306 sayılı Kanun kapsamında, 31/03/2017 tarihinde riskli yapı raporu düzenlenerek, sonrasında Üsküdar Belediye Başkanlığı tarafından yıktırıldığı ve arsa haline getirildiği, yeniden inşa süreci için görüşmeler devam etmekte iken dava konusu ibarenin yürürlüğe girdiği, bunun üzerine dava konusu değişikliğin Anayasa'ya ve 6306 sayılı Kanuna aykırı olduğu ve mülkiyet hakkına sınırlama getirdiği belirtilerek iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasa'nın ''Mülkiyet Hakkı'' başlıklı 35. maddesinde; ''Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.'' hükmüne yer verilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ''Paylaşma istemi'' başlıklı 698. maddesinde; ''Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.'' düzenlemesine yer verilmiştir.
    6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un ''Amaç'' başlıklı 1. maddesinde; ''Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir.'' hükmü yer almaktadır.
    Aynı Kanun'un, ''Tahliye ve yıkım'' başlıklı 5. maddesi ile ''Uygulama işlemleri'' başlıklı 6. maddesinde, Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar detaylı şekilde ortaya konulmuştur.
    Yine aynı Kanun'un çeşitli hükümler başlıklı 8. maddesinin 7. fıkrasında; ''Riskli yapıların tespit edilmesine veya ettirilmesine dair usul ve esaslar, risklilik kriterleri, riskli yapıların tespitinde ve itirazların değerlendirilmesinde görev alacak teknik heyet ve diğer komisyonlar ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer usul ve esaslar, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikler ile düzenlenir.'' hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda metnine yer verilen dava konusu Yönetmelik değişikliği ile, 6306 sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda, maliklerin riskli yapının yıktırılmasından sonra arsa haline gelen taşınmazda ortaklığın giderilmesi için Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre dava açabilecekleri ancak bu davanın 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak uygulama için maliklerin 2/3 çoğunluğu ile karar alınmasına ve alınan karara göre işlem yapılmasına engel olmayacağı yönünde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
    Anılan bu değişiklik ile davacıların iddiaları, davalı idarenin savunmaları ve yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin Daire kararının gerekçesi incelendiğinde; uyuşmazlığın özetle 6306 sayılı Kanun'un uygulandığı taşınmazlarda, taşınmazın yıkılarak arsa haline gelmesinden sonra malikler tarafından ortaklığın giderilmesi için dava açılıp açılamayacağı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
    Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı (müşterek) ya da elbirliği (iştirak halinde) ile mülkiyete konu olan taşınmaz veya taşınır mallarda paydaşlar/ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı bir dava türüdür.
    Bu dava türü, paylı mülkiyet için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 698. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, aynı Kanun'un 703. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer. Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır." hükmü uyarınca, elbirliği mülkiyeti de aksine hüküm bulunmadıkça aynı düzenlemelere tâbidir.
    Söz konusu hükümler uyarınca; paydaşların, ortaklığın giderilmesini isteme hakları 4721 sayılı Kanun'dan kaynaklanmakta olup, Yönetmelik düzenlemesi ile bu hususta dava hakkı verilmesi ya da bu hakkının ortadan kaldırılması hukuken mümkün değildir.
    Bununla birlikte, Daire kararında uyuşmazlık konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ifade edilirken "... dava konusu Yönetmelik değişikliğinin, dayanağı 6306 sayılı Kanuna aykırı olduğu, yeniden inşa sürecinde geçici bir durum olan re'sen arsa paylı mülkiyetin kurulması aşamasında, genel kanun olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 698. maddesi uyarınca -6306 sayılı Kanunun uygulanması ile ortaya çıkan bu geçici durumda- ortaklığın giderilmesi davası açılması imkanı getirilerek maliklere seçimlik hak tanınması ve uygulamada bu yolun sıkça tercih edilme ihtimali dikkate alındığında, sürecin sonraki aşamalarında, diğer malikler aleyhine özel kanun olan 6306 sayılı Kanunun devre dışı bırakılmasına sebep olunacağı gibi, söz konu Yönetmelik değişikliğinin dayanağı olan 6306 sayılı Kanunun bu şekilde bir neticeyi amaçlamadığı açık olduğundan, davaya konu Yönetmelik değişikliğinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ..." gerekçesine yer verilerek; dava konusu Yönetmelik değişikliği ile 6306 sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda taşınmaz maliklerine ortaklığın giderilmesi davası açma konusunda yeni bir imkan tanındığı ve 6306 sayılı Kanun kapsamında uygulama yapılırken ortaklığın giderilmesi davası açılmasının mümkün olmadığının belirtildiği görülmektedir.
    Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, Daire kararında ifade edilen şekilde, 6306 sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda hiçbir şekilde ortaklığın giderilmesi davası açılamayacağının söylenmesi mümkün değildir. Ayrıca dava konusu Yönetmelik düzenlemesi ile ortaklar arasında birlikte mülkiyet ilişkisi bulunan taşınmazlar bakımından maliklere bir dava hakkı verilmesi de söz konusu değildir. Nitekim, bu hak, zaten taşınmaz maliklerine Türk Medeni Kanunu tarafından verilmiş ve hakkın ne şekilde kullanılacağı ve kısıtlamaları anılan Kanun'da belirtilmiştir.
    4721 sayılı Kanun'un verdiği hakka dayanılarak açılacak davalar, Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde adli yargı merciince değerlendirilecek ve sonuçlandırılacaktır.
    Dava konusu Yönetmelik düzenlemesi ile idarenin savunmaları bir arada değerlendirildiğinde düzenlemenin asıl amacının, Türk Medeni Kanunu'nun verdiği dava hakkının kötüye kullanılmasını engellemek olduğu ve bu amaca hizmet etmek üzere, ortaklığın giderilmesi davalarının 6306 sayılı Kanun kapsamında maliklerin 2/3 çoğunlukla alacağı kararın uygulanmasını durdurmayacağının kurala bağlandığı görülmektedir.
    Ancak dava konusu Yönetmelik hükmü uygulamada belirsizliklere sebebiyet verebilecek nitelikte, maliklere ortaklığın giderilmesi konusunda yeni bir hak verir mahiyette ve 6306 sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda Türk Medeni Kanunu hükümlerinin dışında değerlendirme yapılmasını gerektirecek şekilde yorumlanmaya açık olduğundan, düzenlemede bu yönden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Bu nedenle, dava konusu düzenlemenin iptaline ilişkin Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 07/10/2021 tarih ve E:2019/17796, K:2021/11061 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 16/05/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın, usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın aynen onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi