Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı lehdar tarafından senet borçluları hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinin dayanağını teşkil eden bononun bedel bölümündeki para biriminin yazı ve rakamla YTL olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.
Bu bononun tanzim tarihinin 15.07.1991 vade tarihinin ise 01.09.2005"dir.
Borçlular vekilinin, icra mahkemesine yaptığı itirazda, bononun tanzim tarihinde tedavülde olmayan bir paranın bedel olarak gösterildiğini, unsurlardan en önemlisinin yerine getirilmediğini, böylece bu senedin bono vasfını taşımadığından takibin iptali istenmiş, mahkemece istem doğrultusunda karar verilmiştir.
TBMM"nce 28.01.2004 tarihinde kabul edilip 31.01.2004 tarihli 25363 sayılı resmi gazetede yayınlanan 5083 Kanun no"lu TC Devletinin para birimi hakkındaki Kanun"un 1.maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin yeni para birimi YENİ TÜRK LİRASIDIR" cümlesine yer verilmiştir.
Aynı Kanun"un 2.maddesinde ise "Türk Lirası Değerler Yeni Türk Lirası"na dönüştürülürken bir milyon Türk Lirası (1.000.000) = bir Yeni Türk lirası (1 YTL) değişim oranı esas alınır" denilmektedir. Bu açıklamayla 1 YTL"nin 1 milyon TL"yi karşıladığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, BK"nun 83/2.maddesinde ise "Akit tediye mahallinde kanuni rayici olmayan bir para üzerine varid olmuş ise akdin harfiyet icrası" "Aynen ödemek" kelimeleri veya buna muadil sair tabirler ile sarf edilmiş olmadıkça borç vadenin hululü yönündeki rayici üzerinden memleket parasıyla ödenebilir" düzenlenmesine yer verilmiş ve buna bağlı olarakta 4949 sayılı Kanun"la değişik İİK"nun 58/3.maddesinde de alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı, takip talepnamesinde gösterilmesi zorunlu kılınmış, bu mecburiyet ödeme ve icra emrinde de bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında bonoda gösterilen YTL"nin TTK"nun 688/2.maddesi anlamında onun geçerliliğini etkilemeyeceğini düşünmeli, kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olan hususlar iptal sebebi sayılmamalıdır. İcra takibinin başlatıldığı tarihte YTL tedavüldedir. O halde, borçluların bu yöne ilişkin şikayetlerin reddi ile diğer istemlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.