Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/18130
Karar No: 2014/3966
Karar Tarihi: 03.04.2014

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/18130 Esas 2014/3966 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan dolayı 1 ay 7 gün hapis cezasına ve 20 Türk lirası para cezasına çarptırılır. Ancak hükmün açıklanması 5 yıl süreyle ertelenir ve sanık 5 yıl boyunca denetim altında kalır.
Karara AİHS'in 6. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz edilir. Ancak, mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının henüz hukuken varlık kazanmamış olduğunu ve dolayısıyla yasa yoluna başvurulamayacağını belirtir.
Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 289/1-2, 62/1 ve 52/2 maddeleri
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesi
- 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 10(f) maddesi
- AİHS'in 6. maddesi
9. Ceza Dairesi         2013/18130 E.  ,  2014/3966 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi

    Muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 289/1-2, 62/1 ve 52/2, maddeleri gereğince 1 ay 7 gün hapis cezası ve 20 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen ceza hükmünün açıklanmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine, sanığın 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair, Gemlik Sulh Ceza Mahkemesinin 03.05.2013 tarihli ve 2012/734 esas, 2013/513 sayılı kararı ile ilgili olarak;
    Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra kanun yollarına tâbi olduğu kabul edilmekte ise de, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun başdenetçi ve denetçilerin niteliklerini düzenleyen 10. maddesinin (f) bendinde 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına ya da affa uğramış olsa veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının birinci kısmının bir ve ikinci bölümündeki suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı suçlardan veya zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” şeklindeki düzenleme ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hukukî sonuç bağlandığı gibi, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutularak özgürlüğünün kısıtlanması, yaptırımlara tabi tutulması da İnsan Haklarını
    ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesinde adil yargılanma hakkı başlığında düzenlenen,
    "1. Her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından dâvasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir.
    Hüküm aleni olarak verilir, şu kadar ki demokratik bir toplulukta âmme intizamının veya millî güvenliğin veya ahlâkın yararına veya küçüğün menfaati veya dâvaya taraf olanların konulması veya adaletin selametine zarar verebileceği bazı hususi hallerde, mahkemece zaruri görülecek ölçüde, alenivet dâvanın devamınca tamamen veya kısmen Basın mensupları ve halk hakkında tahdidedilebilir.
    2. Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır.
    3. Her sanık ezcümle:
    a) Şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek.
    b) Müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak,
    c) Kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafii veya eğer bir müdafi tâyin için mali imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukat meccani yardımından istifade etmek,
    d) İddia şahitlerini sorguya çekmek veya çektirmek, müdafaa şahitlerinin de iddia şahitleriyle aynı şartlar altında davet edilmesini ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek,
    e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından meccanen faydalanmak,” şeklindeki düzenlemeye aykırı olduğu,
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesi uyarınca “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarda kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde AİHS iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması karararın kanun yararına bozma konusu yapılabileceği cihetle, kayden 01.04.1994 doğumlu olup, suçun işlendiği 17.01.2012 tarihinde 18 yaşını doldurmadığı anlaşılan sanığa Medeni Kanun’un 16. maddesi gereğince yedieminlik görevi yüklenemeyeceği dolayısıyla muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, sanık hakkında beraat kararı verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın
    bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 15.11.2013 tarih ve 2013/16885/69486 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.11.2013 tarih ve 2013/368015 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.05.2012 tarih, 2011/8-498 esas ve 2012/211 sayılı kararında da belirtildiği üzere, hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, açıklanmasının geri bırakılmış olması nedeniyle henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün suçun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı bakımından olağanüstü yasa yolu denetimine konu edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği ahvalde hükmün içeriğine dahil bulunan bu tür hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenmesi imkanı bulunmamaktadır. Kanun koyucu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği mahkûmiyet hükmünün olağan yasa yolu olan temyizen incelenmesini dahi yasaklamışken, henüz hukuken varlık kazanmamış bu hükümdeki hukuka aykırılıkların olağan denetim süreci sonlanmadan, olağanüstü bir yasa yolu olan “kanun yararına bozma” yasa yoluyla denetlenebileceğini kabul etmek, kanun yararına bozma yasa yolunun niteliğiyle bağdaşmayacaktır.
    Bu nedenlerle; kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Kararına Uygundur. M. A.
    Yazı İşl. Md.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi