Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3835
Karar No: 2021/1838
Karar Tarihi: 18.02.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/3835 Esas 2021/1838 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, sigortalılık başlangıç tarihi ve bir günlük çalışmanın tespitiyle ilgilidir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Ancak temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, davacının çıraklık statüsünün irdelenmesi gerektiği belirtilmiş ve 506 sayılı Kanun'un 3. maddesi ve 3308 sayılı Yasa'nın 10. maddesi hükümlerine göre çıraklık statüsünün belirlenmesine dikkat çekilmiştir. Mahkeme, çıraklık sözleşmesi olup olmadığı, eğitim merkezi ile işveren arasında herhangi bir ilişki olup olmadığı, çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisi mi yoksa üretime yönelik olarak mı gerçekleştiği gibi unsurların araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesinin hükmü bozulmuştur.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun'un 79/10. maddesi olup, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Davaya konu olayla ilgili olarak çıraklık statüsünün belirlenmesine ise, 506 sayılı Kanun'un 3. maddesi ve 3308 sayılı
10. Hukuk Dairesi         2020/3835 E.  ,  2021/1838 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi

    Dava, sigortalılık başlangıç tarihi ve bir günlük çalışmanın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-İSTEM
    Davacı 21.11.1983 tarihinde bir gün çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin bu tarih olduğunun tespitini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum, davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili verilen kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda, davacının 21.11.1983 tarihli ilk işe giriş bildirgesinde aldığı sigorta numarasını halen kullandığı tespit edilmiş ise de, 20.07.1972 doğumlu bir kişi olarak 21.11.1983 tarihinde henüz 11 yaşını doldurmuş olduğu, 11 yaşındaki bir kişinin kalfa olarak çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davacı tanığı ile çırak olduğunun ispatlandığı, davacının kısa vadeli sigorta koluna tabi olarak çalıştığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.
    Davaya konu olayla ilgili olarak çıraklık statüsünün irdelenmesi gerekli olup, 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanun"da tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’na göre, çıraklar teorik ve pratik eğitime tabi tutulurlar. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlık konusu dönemde çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Konu ile ilgili olarak 3308 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde çırak olabilmek için aranan şartlar arasında
    “...a) 14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak.
    b) En az ilköğretim okulu mezunu olmak.
    c) Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak.”hususları düzenlenmiş ve aynı maddeye 4702 sayılı Yasa"nın 9. maddesi ile eklenen fıkra ile 10.07.2001 tarihinden itibaren de 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek mesleki eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabileceği hükmü getirilmiştir.
    Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Mahkemece; İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Okuldan araştırma yapılmalı, davacının velisi tarafından imzalanmış çıraklık sözleşmesi olup olmadığı, çıraklık veya eğitim merkezinde dosyasının bulunup bulunmadığı, işveren ile çıraklık eğitim merkezi arasında herhangi bir ilişkinin bulunup - bulunmadığı bu çalışmanın mesleki eğitim merkezinin denetiminde pratik eğitim olarak gerçekleşip - gerçekleşmediği; anılan eğitim merkezi ile davalı işveren arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığının anlaşılması durumunda, çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi, yoksa diğer çalışanlar gibi üretime yönelik olarak mı gerçekleştiği üzerinde durularak, çalışma olgusu ve niteliği şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 18.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi