Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1456
Karar No: 2021/3703
Karar Tarihi: 06.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/1456 Esas 2021/3703 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/1456 E.  ,  2021/3703 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35.HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 06/04/2021 tarihinde davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; mirasbırakan ..."in 08/11/2014 tarihinde vefat ettiğini, ... 34. Noterliğinin 13/07/2011 tarihli 14977 sayılı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesiyle, kendisine ait taşınmazı davalıya vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1013 Esas sayılı dosyasında açılıp okunduğunu; ancak, vasiyetnameden 07/09/2016 tarihinde haberdar olduğunu; mirasbırakanın vasiyetnameyi davalının kandırması ve zorlaması sonucu düzenletmiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, iptalini talep etmiştir.
    Davalı; vasiyetnamenin varlığını ve içeriğini 05/03/2015 tarihinde öğrenen davacının hak düşürücü süre geçtikten sonra iptal davasını açtığını, vasiyetnamenin mirasbırakanın hür iradesiyle yapıldığını ve iptalini gerektirecek bir hususun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; “...davacı dava dilekçesinde ... 34. Noterliği 13 Temmuz 2011 tarihli ve 14977 Yevmiye numaları vasiyetnamenin varlığından 07/09/2016 tarihinde kendisine tebliğ edilmesi ile haberdar olduğunu beyan etse de; mahkememizce incelenen ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1013 Esas sayılı dosyasında 28/11/2014 tarihli tensip tutanağında, vasiyetname özetinin tensip tutanağı ile birlikte muris ..."in tüm yasal mirasçılarına gönderilmesine karar verilmiş ve bu karar doğrultusunda tensip zaptı ve vasiyetname örneğinin davacıya Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi gereğince 04/03/2015 tarihinde, mahkemenin gerekçeli kararının, 07/09/2016 tarihinde davacının bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece yapılan değerlendirmede; dava konusu vasiyetnamenin davacıya 04/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının dava konusu vasiyetnamenin varlığından ve içeriğinden tebliğ tarihinde haberdar olduğu benimsenmekle, davacı tarafından TMK’nın 559. maddesinde belirtilen bir yılllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 23/09/2016 tarihinde açılan davanın, özel dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK"nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince reddine” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; “...vasiyetnamenin iptali davasının 23/09/2016 tarihinde yasal süre içinde açıldığı, hak düşürücü sürenin dolmadığı, vasiyetnamenin okunmasına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren sürenin başlayacağı,
    Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/1456-2017/8128 sayılı 25/05/2017 tarihli kararının bu yönde olduğu anlaşılmıştır.
    Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, Vasiyetnamenin iptaline ilişkin 1 yıllık hak düşürücü sürenin, vasiyetnamenin okunmasına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacağı, vasiyetnamenin iptali davasının 23/09/2016 tarihinde yasal süre içinde açıldığı, hak düşürücü süre dolmadığı halde, hak düşürücü süre dolduğu gerekçesiyle davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen deliller toplanmadan ve gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu mahkemeye iadesine” karar verilmiştir.
    İade sonrası ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; davalının mirasbırakana karşı iradesini sakatlayacak şekilde baskı kurduğu ve kurulan manevi baskı sonucu mirasbırakanın dava konusu tasarrufu gerçekleştirdiği, gerek tasarrufun yapılması öncesinde, gerekse sonrasında dava konusu tasarrufun yapılmasında, mirasbırakanın serbest iradesi ile hareket etmediği, davalı oğlunun talebini yerine getirmek için ve davalının kurduğu manevi baskı sonucu devrin gerçekleştiği, mirasbırakanın huzursuz ve tedirgin olduğu, hatta tasarruf sonrasında yapılan tasarrufu düzelteceğine ilişkin beyanlarda bulunduğu açık olduğundan tanık beyanlarına itibar edilerek, davanın kabulüne ve vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna müracaat edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
    4722 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 17 nci maddesine göre; mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Hak düşürücü süreler” başlıklı 559 uncu maddesinde; “İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmü düzenlenmiştir.
    Aynı Kanun’un “Hak düşürücü süreler” başlıklı 571 inci maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
    Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar.
    Tenkis iddiası, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir.
    Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar.
    Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
    Bölge adliye mahkemesi tarafından, her ne kadar Dairece verilen 25/05/2017 tarihli karar emsal gösterilmek suretiyle; mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali istemiyle açılan davalarda, bir yıllık hak düşürücü sürenin, vasiyetnamenin TMK’nın 595 ila 597 nci maddeleri uyarınca sulh hukuk mahkemesince açılıp okunmasına dair kararın kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağı kabul edilerek, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu mahkemesine iadesine karar verilmiş ise de; Dairece görüş değişikliğine gidilmiş ve 14/01/2020 tarihli 2019/4002 E. 2020/80 K.sayılı ilamıyla; bir yıllık hak düşürücü sürenin, iptal davalarında; davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayacağı görüşü kabul edilmiştir (Dairece verilen 27/10/2020 tarihli ve 2020/3118 E. 2020/6145 K. sayılı kararda aynı yöndedir).
    Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının, mirasbırakanın 08/11/2014 tarihinde ölümü ile mirasçı sıfatını kazandığı, ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1013 Esas sayılı dosyasında, mirasbırakana ait ... 34. Noterliğinin 13/07/2011 tarih ve 14977 yevmiye numaralı vasiyetname örneğinin ve tensip zaptının davacının mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi uyarınca 04/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, yine mahkemenin gerekçeli kararının ise 07/09/2016 tarihinde davacının aynı adresinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi, iptal sebeplerini ve saklı payının zedelendiğini öğrendiği 04/03/2015 tarihi ile işbu davayı açtığı 23/09/2016 tarihi arasında TMK’nın 559 uncu maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde, ilk derece mahkemesince; vasiyetnamenin öğrenme tarihi ile iptali davasının açıldığı tarih arasında bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun"un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 06/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi