Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3274
Karar No: 2010/4913
Karar Tarihi: 19.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3274 Esas 2010/4913 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3274 E.  ,  2010/4913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile davalılar ... ve ... (...) mirasçıları, ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.05.2009 gün ve 340/90 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ... vekili Avukat Hatice Göktepe geldi, başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR
    Davacı vekili; 737 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, kayıt maliki ... ... tarafından 1975 yılında vekil edeni derneğe bağışlandığı tarihden dava tarihine kadar vekil edeni dernek tarafından tasarruf edildiğini tapu kayıt maliki olan ...’nin 1981 yılında öldüğünü ve kaydın intikal görmediğini, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş olup; davalı ... ile isimleri belirtilmeksizin ... ... mirasçılarına yöneltilerek açılan bu dava İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/340 Esasına kaydedilmiştir. Davacı dernek daha sonra; kayıt maliki olduğunu ileri sürdüğü ... (...) mirasçıları ... ve müşterekleri aleyhine aynı nedenlere dayanarak ayrı bir dava açmış ve İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/340 Esasına kayıtlanan bu dava eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    Davalı ... vekili; TMK.nun 713/2. maddesinde düzenlenen koşulların davacı dernek yararına oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalılardan ... 7.2.2008 günlü oturumda davayı kabul ettiğini bildirmiş, diğer davalılar ..., ..., ... ve ...20.3.2008 günlü oturumda Nişanca Mahallesinde bulunan 14 m² miktarlı üstünde odası olan kargir dükkanın davacı derneğe miras bırakan tarafından bağışlandığını ve bağışlanma işine bir şey demediklerini açıklamışlar ise de bu davalılar ile diğer davalı gerçek kişiler vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “ Davacı dernek, taşınmazı malik sıfatıyla değil, muris tapu kayıt maliki adına kiraya vermek suretiyle kullanmışlardır. Dosyaya sundukları 1.6.1980 tarihli kira sözleşmesinde kiraya veren sıfatını kullanmışlar, malik sıfatıyla kiraya verdiklerini kanıtlayamamışlardır. Zilyetlikleri malik sıfatıyla olmamıştır” görüşünden hareketle davanın reddine; birleşen davanın vaki kabul nedeni ile kısmen kabulüne, dava konusu 737 ada 5 nolu parselin 112 pay kabul edilerek davalılardan ...’a ait olan 16 payın davacı dernek adına tapuya tesciline; fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; uyuşmazlık konusu 737 ada 5 parselin 2.5.1945 tarihinde yapılan satış nedeniyle Mezra Mahallesi 59/3 hanede nüfusa kayıtlı ... kızı 311 doğumlu ... ... adına tescil edildiği ve halen taşınmazın adı geçen kişi adına kayıtlı bulunduğu, kaydın intikal görmediği anlaşılmaktadır. Davacı dernek vekili, tapulu taşınmaz üzerinde 1975 yılında başlayan ve günümüze kadar sürdürülen zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir.
    Somut olayda davacı vekili; kayıt malikinin ölü olduğunu ve taşınmazın 31 seneden beri vekil edeninin malik sıfatıyla tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek istekte bulunmuştur. Dilekçe kapsamına göre; davada TMK.nun 713/2. maddesinde düzenlenen nedenlerden “ ölüm” sebebine dayanıldığı hususunda duraksamamak gerekir. Dolayısıyla dava mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre; bu tür uyuşmazlıklarda davanın kayıt maliki ölmüş ise usulen belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir.
    Dava konusu taşınmazın dosyada mevcut mirasçılık belgesine göre; 8.10.1981 tarihinde öldüğü anlaşılan ...Gümüştenden kaldığı yolunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamakta ise de; mirasçılık belgesinde adı geçen ... kızı ...’in Mezra Köyü 49 hanede kayıtlı olması ve soy adının tapu kayıt maliki ile farklı bulunması karşısında, bu iki kişinin aynı kişiler olup olmadığı konusunda duraksama oluşmaktadır. Bu nedenle öncelikle tapu kayıt maliki olan ... ... ile dosya arasında mirasçılık belgesi bulunan ...’in aynı kişiler olup olmadığı üzerinde durulması ve gerekirse davacı derneğe tapu kayıt malikinin isminin dosya arasında bulunan mirasçılık belgesindeki bilgilere göre düzeltilmesini sağlaması için süre ve imkan tanınması gerektiği düşünülmelidir. Bundan ayrı kayıt maliki olan ... ... ile aynı kişi olduğu ileri sürülen ...’in mirasçılarından olduğu anlaşılan ...’in öldüğü ve mirasçıları bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre; ...’in mirasçıları olduğu belirlenen ..., ...( ...), ..., ... (...), ... (...) ve ... Yücel isimli kişiler davada taraf sıfatını almamış ve hüküm kendilerine bildirilmemiştir. Bu durum karşısında; taraf teşkilinin tam olarak sağlandığından söz edilemez.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, öncelikle taraf teşkilinin hiç bir duraksama oluşturmayacak şekilde sağlanması, bundan sonra taraflara iddia ve savunmalarını kanıtlayabilmeleri için imkan ve süre verilmesi, taşınmazın kimden kime kaldığı kim tarafından hangi nedenle, ne şekilde ve ne süre ile tasarruf edildiği üzerinde durulması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan tüm bu işlemler yapılmadan ve davacı derneğin kiralayan sıfatı ile tarafı olduğu 1.6.1980 tarihli kira sözleşmesinde, davacı derneğin tapu kayıt maliki adına hareket ettiğine diğer bir anlatımla malik sıfatı ile hareket etmediğine dair hiç bir açıklama bulunmadığı halde yazılı biçimde ve yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya verilmesine 19.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi