4. Hukuk Dairesi 2016/3060 E. , 2017/4310 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar ... ve ekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme tarafından verilen 13/06/2013 tarihli ilk karar, Dairemizin 20/02/2014 gün sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamının (2-a) bendinde; davacıların, dava konusu edilen 683, 686 ve 695 sayılı parsellerin davalı olduğu 2002/48 esas sayılı dosyasında taraf olmadıklarının ve taşınmazlar üzerindeki ürünün kendilerine ait olduğunu, hukukça kabul edilebilir bir hakka dayalı yararlanmaları bulunduğunu ispat edemediklerinin anlaşılmasına göre; bu parsellere yönelik istemlerin reddi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen eldeki kararda; davacının, 683, 686 ve 695 sayılı parseller yönünden, sas sayılı dosyasında davalı olduğu ve bu sebeple hakka dayalı olarak tasarrufta bulunulduğunu ispat ettiği gerekçesi ile bu taşınmazların zararına da hükmedilmiştir.
Dosya arasında bulunan, 2002/48 esas sayılı dosyasından gönderilen 05/06/2013 ve (bu mahkemenin kapatılarak dosyaların devredilmesi nedeniyle) 2013/69 esas sayılı dosyasından gönderilen 01/12/2014 tarihli müzekkere cevaplarından; davacılardan ..."ın, kadastro dosyasının tarafı olduğu ve bozmaya konu edilen üç adet parselin, davalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple Dairemizin 20/02/2014 gün, sayılı bozma ilamı maddi hataya dayanmaktadır.
Öncelikle bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davalı lehine usuli kazanılmış hak doğup doğmayacağı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Usuli kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemece Yargıtay"ın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Yani bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen
bozma kararına uyması sonucunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme yükümlülüğü meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılmaz ve bozma sebebidir. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen, "bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme" durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak yahut usule ait kazanılmış hak denilmektedir. Usuli kazanılmış hak, kamu düzeni ile ilgilidir. (İBK. 09/05/1960 gün ve 21/9)
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen "usuli kazanılmış hak" olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. "Maddi hata" bu istisnalardan biridir. Maddi bir hatanın bulunması durumunda, usuli kazanılmış haktan söz edilemez.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle Dairemizin bozma ilamının, maddi hataya dayanmasına ve maddi hatanın usuli kazanılmış hakkın istisnalarından olmasına göre; yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.