Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İcra takibinin sürdürülmesi sırasında taşınmazların haczedilmesi için bunların (haciz tarihinde) takip borçlusunun adına tapuda kayıtlı olması zorunludur. İcra müdürü bu saptamayı yaptığı takdirde taşınmazı haczedebilir (HGK’nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E, 2004/208 K). İcra müdürünün anılan kurala aykırı işlemi tapu kaydının niteliği gözetildiğinde İİK’nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayete tabidir. Haciz tarihinde takip borçlusu olmayan kişi adına tapuda kayıtlı taşınmaz üzerine konan haczin kaldırılması istemi şikayet niteliğinde olup, inceleme icra mahkemesinde yapılmalıdır (HGK’nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.).
Somut olayda 21.01.2003 tarihinde takip borçlusu olmayan ... ve.....adına kayıtlı taşınmaza haciz uygulandığı görülmektedir. Sonradan taşınmazı satın alan şikayetçi ....., halefiyet yoluyla haczin kaldırılmasını istemekte yukarıda açıklanan kurallar gereği haklı olup, bunda hukuki yararı da vardır. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.