1. Hukuk Dairesi 2018/2370 E. , 2019/2703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : YARGILAMANIN İADESİ
Taraflar arasında görülen yargılamanın iadesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davalı ve feri müdahilin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan, feri müdahilin istinaf başvurusunun ise uselden reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ve feri müdahil vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Murat Ataker"in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ..., ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 06/04/2011 tarih 2008/515 Esas 2011/183 Karar sayılı tapu iptal ve tescil davasında yapılan yargılama sonucu aleyhine hüküm kurulduğunu, beyanları hükme esas alınan tanıklar ... ve ... hakkında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/324 Esas ve 2014/314 Karar sayılı kararı ile yalancı tanıklık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğini ileri sürerek yargılamanın iadesini istemiştir.
Davalı ..., hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığını, hukuk hakimini bağlamayacağını, yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davalı ile feri müdahilin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan, feri müdahilin istinaf başvurusunun ise usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı ... tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı ... ile dava dışı ... aleyhine açılan yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verildiği ve kararın 18.12.2012 tarihinde kesinleştiği, bu davada, dava kendisine ihbar edilen ...’nın davacı ... ile dava dışı ... (yargılamanın iadesi istenen davada davalılar) yanında davaya feri müdahil olarak katıldığı, davacı ...’in, beyanları hükme esas alınan tanıklar ... ile ...’ın yalan tanıklık suçundan haklarında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü verildiğini belirterek yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olup; bunlar asli müdahale ve fer’i müdahale olarak adlandırılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 65. maddesinde “Asli Müdahale” başlığı altında; “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” hükmü yer almakta;
Aynı Kanunun “Fer’i Müdahale” başlıklı 66. maddesinde ise; “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer"î müdahil olarak davada yer alabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Belirtilen müdahale şekillerinin davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.
Fer’i müdahalede üçüncü kişi, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle fer’i müdahale, bir davanın davalılar aleyhine sonuçlanması halinde, kendi hukuksal durumu dolaylı şekilde etkilenecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yoldur ve genellikle amaç, açılmış davanın davalı yararına sonuçlanmasını (reddedilmesini) sağlamaktır.
Müdahale talebinin kabulü halinde fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebilir. Lehine müdahale edilen taraf temyiz yoluna başvurmazsa, HMK’nın 68. maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, yalnız başına kararı temyiz edemez. Müdahile husumet tevcih edilmediği gibi müdahil aleyhine bir karar da verilmemiş bulunan hallerde müdahilin tek başına temyiz isteğinde bulunmaya hakkı yoktur.
Somut olaya gelince; davacı ...’in temyiz isteminde bulunmaması ve temyize konu kararda feri müdahil hakkında bir hüküm kurulmamış olması nedeniyle, feri müdahilin tek başına temyiz hakkı bulunmamaktadır. Fer’i müdahil ...’nın temyiz hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK"nun 374 vd. maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi ayrı bir dava olup harca tabi olduğu kuşkusuzdur. Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak önceden görülüp kesinleşen karara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulduğuna göre uyuşmazlığın, taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu ve davanın nispi harca tabi tutulması zorunludur. Ayrıca, Harçlar Yasası harcın alınmasını veya tamamlattırılmasını yanların isteklerine bırakmamış, bu yönün mahkemece kendiliğinden gözetileceğini hükme bağlamıştır. Harçlar Yasası’nın buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüştür.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olay incelendiğinde; yargılamanın iadesini isteyen davacı ... tarafından herhangi bir harç yatırılmadığı, mahkemece bu hususun gözardı edildiği açıktır.
Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazın değeri üzerinden harç alınmasından sonra işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yasal gereklilikler yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.