11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/5995 Karar No: 2018/1132
Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/5995 Esas 2018/1132 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2016/5995 E. , 2018/1132 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın savunmasında o dönemde iş aradığı için, ... isimli arkadaşı vasıtasıyla sigortalı işe gireceğini düşünerek birtakım belgelere imza attığını, sahte fatura düzenlemediğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi, sanığın savunmasında ismi geçen “...“ isimli kişinin beyanına başvurulmamış olması, dosya içerisinde belirtilen takvim yıllarında düzenlenmiş herhangi bir fatura aslı ya da suretine rastlanılmaması, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; sanık tarafından düzenlenen 2006 ve 2007 takvim yıllarına ait kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi ile sahte faturanın düzenlendiği tarihin suç tarihi olduğu gözetilerek suç tarihlerinin belirlenip zamanaşımı süresi açısından değerlendirilmesi, suça konu faturaların, bizzat sanık tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi bakımından da, savunmasında adı geçen “...“ isimli kişinin sanıktan da sorulmak suretiyle açık kimlik bilgilerinin tespiti ile tanık sıfatıyla beyanına başvurulması, suça konu faturaları kullananların tespit edilerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturalar ile vergi dairesine sanık adına ibraz edilen diğer belgelerdeki imza ve yazıların sanığa aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 2-Kabule göre de; a)İddianamede sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde, 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan anılan hükmün uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, yasaya aykırı b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.