(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/28784 E. , 2020/4722 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde 01.05.1999-27.04.2012 tarihleri arasında hasta bakıcı olarak çalıştığını, iş akdinin davacı tarafından emeklilik nedeniyle haklı nedene dayalı olarak fesh edildiğini, ancak fesih sonrası hak ettiği alacakların ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, resmi ve dini bayram tatil ücreti, hafta sonu tatili ücreti, ilave tediye alacağı farkı ve fazla mesai ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kıdem tazminatının icra dosyasına ödendiğini, 657 sayılı Delet Memurları Kanunu"nun 36. maddesinin Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı III. bendinde sağlık personelinin kapsamının belirlendiğini, bu sınıfa dahil personel kapsamında yerine getirilmesi gereken hizmetlere hizmet alımı yoluna başvurulabileceğinin belirlendiğini, bu bağlamda ilave tediye verilmesi talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının çalıştığı son taşeron şirketin davaya dahil edilmesi gerektini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Tuğçe Tur. Gıda ve Taş. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 12,622,30 TL kıdem tazminatının tahsili için başlatmış olduğu icra takip dosyasına 15.350,00 TL ödenerek dosyanın infaz edildiğini, kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının baştan itibaren Çukurova Üniversitesi işçisi olduğunu, ilave tediye ücretinin müvekkili şirketten istenemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere, kanuni gerektici sebeplere ve tüm dosya kapsamına göre, hükmü temyiz eden davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
A. İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere,
1. Genel, katma ve özel bütçeli daireler,
2. Sermayesi değişen kurumlar,
3. Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
4. Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
5. 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları,
3460 sayılı Kanun bugün itibari ile yürürlükte olan bir kanun değildir. 3659 sayılı Kanun ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Kanun"un 1. maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.
Yukarıda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.
04.07.1956 tarih 6772 sayılı Kanun"a 2448 sayılı Kanun ile eklenen 6772/Ek-l maddesi ile ilave tediyelerin toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılması halinde buna sınır getirilmiş ve “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda Toplu İş Sözleşmesi ile yukarıda belirtilen kurumlarda çalışan işçilere en çok iki ay daha ilave tediye ödeneceğinin kararlaştırılabileceği, bu miktar üzerinde ödeme yapılacağı şeklindeki düzenlemenin yasal sınırı aşan miktarda geçersiz olacağını kabul etmek gerekir.
Bilindiği üzere 24.07.2003 tarih ve 25178 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu"nun 11. maddesi gereğince 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 36. maddesinin III. Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı başlıklı kısmına eklenen fıkra ile “Bu sınıfa dahil personel tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetler, lüzumu halinde bedeli döner sermaye gelirlerinden ödenmek kaydıyla bakanlıkça tespit edilecek esas ve usullere göre hizmet satın alınması yoluyla gördürülebilir.” hükmü getirilmiş; sağlık ve yardımcı sağlık personeli tarafından yürütülen sağlık hizmetlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nda öngörülen istihdam şekillerinden farklı olarak, gerektiğinde hizmet satın alma yolu ile de gördürülebileceği ve anılan hizmetin satın alma işlemlerine ilişkin esas ve usullerin de bakanlıkça tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Bu çerçevede gerek Kanun"un tanzim şekli, gerekse satın alınacak olan sağlık hizmetinin diğer hizmet alanlarına nazaran haiz olduğu önem ve hususiyet göz önüne alındığında, bu kabil hizmetlerin satın alınması işlemlerinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve bu kanuna dayanılarak nazırlanmış bulunan Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği hükümlerinin bire bir uygulanma imkanının olmaması nedeniyle temel ilkeler ve kurallarda anılan kanun ve yönetmelik hükümlerine bağlı kalmak koşuluyla, salt sağlık hizmetlerinin satın alma yoluyla gördürülmesine yönelik olarak bu esas ve usullerin hazırlanması zarureti doğmuş ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Kamu İhale Kurumu ve Sayıştay Başkanlığı"nın da uygun görüşü alınmak suretiyle bakanlıkça hazırlanmış bulunan bu esas ve usuller 05.05.2004 tarih ve 25453 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Somut uyuşmazlığa dönülecek olursa, davacı davalılar arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğuna dair bir iddiada bulunmadığı gibi mahkemece davalı kurum ile davalı şirket arasında asıl işeveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu kabul edilerek uyuşmazlık konusu alacaklardan davalıların müştereken müteselsilen sorumlu oldukları yönünde hüküm tesis edilmiştir. Davalın bu kabule bir itirazı bulunmamaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde ve tüm dosya içeriğine göre; davacının davalı Üniversitenin kadrolu çalışanı olmadığı, mahkemece davalı Üniversite ile davacının nezdinde çalıştığı şirketler arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabul edilmesi karşısında, mahkemece hangi gerekçeklere dayanılarak ilave tediye alacağı talebinin kabulüne karar verildiğinin karar yerinde tartışılıp gerekçelendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, 10.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.