11. Ceza Dairesi 2018/804 E. , 2018/1128 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 02.01.2018 tarih ve 2017/11085 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.01.2018 tarih ve KYB-2018/1133 sayılı ihbarname ile;
Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği suçundan sanık ...’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 342/1, 80 ve 59. maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/06/2007 tarihli ve 2007/17 esas, 2007/147 sayılı kararının " Dosya kapsamına göre, memur olmayan kimsenin resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı sanık ... hakkında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 31/10/2006 tarihli ve 2005/4009 esas, 2006/8535 karar sayılı ilâmı ile eksik inceleme sonucu sanığın beraatine karar verildiğinden bahisle anılan kararın bozulmasını müteakip, aynı mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde sanığın 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiş ise de, Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 31/10/2006 tarihli ilâmında belirtilen eksik hususlar giderilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozma, hâkim veya mahkemeler tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelenmesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için kabul edilen olağanüstü bir kanun yoludur.
5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Kanun yararına bozma konusu karar veya hükmün hukuka aykırı olmakla birlikte hukuken geçerli bir karar veya hüküm olması gerekir. Henüz kesinleşmeyen kararlar aleyhine kanun yararına bozma isteminde bulunulamaz.
Bu bilgi ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.2006 tarih ve 2006/6-123 Esas-2006/229 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, Anayasa"nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/2, 231/2, 232/6 ve 291/1-2. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 04.06.2007 tarih ve 2007/17 Esas-2007/147 Karar sayılı hükümlü ...‘ın 765 sayılı TCK‘nın 342/1, 59, 80. maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin ilamında “temyiz başvuru şeklinin“ açıkça gösterilmemesi nedeniyle, sanığın sorgusunda bildirdiği adresinde kayınbiraderine 18.06.2007 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu tebligatın sanık yönünden temiz süresini başlatmayacağı cihetle, 29.06.2007 tarihli temyiz dilekçesi ile öğrenme üzerine sanığın temyizinin süresinde bulunduğu, Mahkemenin sanığın temyiz talebinin süresinden sonra yapılması nedeniyle reddine dair 25.07.2007 tarihli ek kararının yok hükmünde bulunduğu ve dosyanın bu haliyle talebe konu ilamın usulüne uygun olarak kesinleşmediği, ihbarnamede belirtilen hususların sanığın temyiz talebi kapsamında temyiz incelemesinde dikkate alınabileceği anlaşılmakla, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 04.06.2007 tarih ve 2007/17 Esas-2007/147 Karar sayılı hükmü henüz kesinleşmediğinden, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteminin CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın temyiz işlemleri için hazırlanmak üzere mahkemesine gönderilmesinin temini amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.