
Esas No: 2019/6011
Karar No: 2019/9329
Karar Tarihi: 11.06.2019
Karşılıksız yararlanma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/6011 Esas 2019/9329 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
Yerel mahkemece sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 6.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2013 tarih, 2010/371 Esas ve 2013/417 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/02/2019 gün ve 94660652-105-34-15515-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/02/2019 gün ve 2019/19701 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın istem yazısında;
05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesinde "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisi...hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar." şeklinde yer alan düzenleme nazara alınarak, benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 26/10/2016 tarih, 2016/11360 Esas ve 2016/14295 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanacak olan cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanun"un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen şekilde bildirimde bulunularak makul bir süre verilmediği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. Denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu"nun 21/11/2017 tarih, 2017/13-387 Esas ve 2017/489 Karar sayılı, 27/11/2018 tarih, 2017/13-318 Esas ve 2018/578 Karar sayılı kararlarında da bu hususlara işaret edilmiş, karşılıksız yararlanma suçundan yapılan yargılamada keşfe gidilip bilirkişi tarafından katılan kurumun vergili cezasız gerçek zararının belirlenmesinden sonra sanığa kurum zararının giderilmesi halinde hakkında suç tarihine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine ilişkin ihtarda bulunulup ödeme için makul süre tanınarak sonucuna göre karar verilmesi şeklindeki süreçte sanığa ihtarda bulunulması ve ödeme için süre verilmesi gerekip gerekmediğine ilişkin hususlarının tartışılması gerekmektedir.
Sanık hakkında; sayacı devre dışı bırakıp sayaçtan geçmeyecek şekilde doğrudan bağlantı yaparak konutunda enerji kullanıldığının kaçak elektrik tespit tutanağı ile tespiti karşısında, suça konu gerçek kullanım miktarını belirlemek amacıyla; kaçak elektrik tespit tutanağına konu yerde ne zamandan beri oturulduğunun, kaçak ya da usulsüz kullanımın ne zaman başladığının gerekirse komşu, mülk sahibi gibi tanıklara da sorulması, kolluk araştırması, MERNİS, sabit-cep telefonu abonelik ve adresleri gibi araştırmalar ile kesin olarak saptanması; sanık halen suça konu yerde, oturuyor ise; keşif yapılıp elektrikle çalıştırılan cihazlardan hareketle tespit edilecek kurulu güce veya tüketim ihtiyacına göre, oturmuyor ise;
-Yazılmışsa kaçak elektrik tespit tutanağındaki kurulu güce göre,
-Tespit tutanağında belirtilen devreden geçen anlık akım miktarına göre,
-İhtilafsız aynı dönemdeki tüketim miktarına göre,
-Aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerine göre,
-Projesinde belirtilen güce, ortalama çalışma saatlerine göre, suç tarihine kadar tüketilmesi gereken elektrik miktarının ve vergiler dahil cezasız usulsüz elektrik kullanım bedelinin tespitine yönelik yeterli içerik ve nitelikte bilirkişi raporu alınması,
Sayaç kullanmadan veya sayacın doğru ölçüm yapmasını engelleyecek nitelikte müdahale ile ya da sayacı devre dışı bırakıp sayaçtan geçmeyecek şekilde doğrudan bağlantı yaparak kullanımlarda karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiği açık olduğu için bilirkişi tespitinin gerçek kurum zararını göstereceği nazara alınıp;
02/07/2012 tarihli 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/1 ve 2. fıkraları gereğince kurum zararının yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık sürede ödenmesine imkan sağlayabilmek için, mahkemelerce dosyaların elinde olmaması gerçek zararın usulünce belirlenememiş olması vb sebeplerle hak kaybına yol açmamak amacıyla bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip verilecek makul sürede ödenmesi halinde suç tarihine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebligat yapılıyorsa makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda:
Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. görevlilerince ... isimli şahıs hakkında “Sayaçsız direk bağlı elektrik kullanılmaktadır.” şeklinde 10/03/2010 tarih ve 566248 sayılı tutanak düzenlendiği, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 19/05/2010 tarih ve 2010/3799 numaralı iddianame ile sanık hakkında iddianame düzenlendiği ve Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/05/2013 tarih, 2010/371 Esas ve 2013/417 Karar sayılı kararı ile TCK’nun 163/3, 62/1, 50/1-a, 52/4 maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere cezalandırılmasına karar verildiği, ancak kararın temyiz edilmemesi üzerine 04/07/2013 tarihinde kesinleştiği, sanık tarafından 21/08/2017 tarihli dilekçe ile cezanın infazı konusunda başvuruda bulunulması nedeni ile mahkeme tarafından 11/09/2017 tarih ve 2013/417 Karar sayılı ek karar ile infazın durdurulmasına karar verilerek, kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için dosyanın Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verilmekle yapılan inceleme sonucu Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığın’ca 20/09/2017 tarihli yazılarına istinaden de Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19/02/2019 tarihli talepleri üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2019 tarihinde “...ihtarda bulunularak ve ödeme için makul süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması ...” denilerek Kanun Yararına Bozma talebinde bulunulduğu, itiraza konu Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi kararının temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında sayaçsız doğrudan bağlantı yapılarak kullanımlarda eylemin karşılıksız yararlanma mahiyetinde olduğu kabul edilerek, keşfe gidilip, bilirkişi tarafından katılan kurumun vergili cezasız gerçek zararının belirlenmesinden sonra sanığa kurum zararının giderilmesi halinde hakkında suç tarihine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine ilişkin ihtarda bulunulup ödeme için makul süre tanınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kabul edilmekle, Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2013 tarih, 2010/371 Esas ve 2013/417 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında eksik kovuşturma ile mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden;
Küçükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2013 tarih, 2010/371 Esas ve 2013/417 Karar sayılı kararının CMK"nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Aynı Yasa"nın 309/4-b maddesi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 11/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.