4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11979 Karar No: 2017/4217 Karar Tarihi: 20.06.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/11979 Esas 2017/4217 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/11979 E. , 2017/4217 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/09/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirketin sahibi olduğu adlı internet haber sitesinde, 27/08/2014 tarihinde Ağır Sözler: Anırmasını Bekliyoruz” başlığıyla yayınlanan haber içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu haber içeriğinde yer alan yakıştırmanın sadece davalı tarafından değil geçmiş zamanda bizzat davacı tarafından da yapılmış olduğu, haberin dikkat çekecek şekilde abartılı olarak verilmesinin gazetecilik tekniği olarak değerlendirilmesi gerektiği, haber niteliğindeki yazıda öz ve biçim arasındaki dengenin korunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Basın özgürlüğü teminat altına alınmış olsa da bu özgürlük sınırsız olmayıp, yayınlarında Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişi tazminat talep edebilir. Somut olayda; davacının sıfatı, haberin içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının kişilik haklarına saldırı olduğunun kabulü gerektiğinden uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken talebin tümden reddi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.