20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11274 Karar No: 2017/1037 Karar Tarihi: 09.02.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11274 Esas 2017/1037 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/11274 E. , 2017/1037 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, ... köyü ... ada ... parsel sayılı 16.518,36 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiş, tespite yasal sürede itiraz edilmemesi üzerine kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın dört tarafının ormanla çevrili orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle davalı adına kayıtlı tapunun iptali ve orman vasfıyla Hazine adını tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada ... nolu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına orman vasfıyla kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman savına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1971 yılında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılarak kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu ise 2002 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz için 04/09/2003 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi hükmüne göre orman içi açıklığı niteliğinde olduğu, 15.07.2007 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu bulunduğu, HGK"nın 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034, 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039, 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-581 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi bu tür yerler kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bulunsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağından özel mülk olarak kişiler adına tescil edilemeyeceğine göre, davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 09/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.