Esas No: 2021/10998
Karar No: 2022/7803
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/10998 Esas 2022/7803 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir taşınmazın orman vasfı ile Hazine'ye tescili sonucunda maddi kayba uğrayan davacının tazminat istemiyle açtığı bir davaydı. Ancak, taşınmazın tapusunun iptali kararı verildiğinde davacıya ait olmaması nedeniyle davacının TMK'nın 1007. maddesi kapsamında karşılanması gereken bir zararı bulunmamaktadır. Hatta davanın açıldığı tarihe kadar geçen iç hukuk yolu açma süresi de kabul edilebilir değildir. Bu nedenle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kanunlar: 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 25.07.2017 tarih ve 2014/6673 numaralı kararı, Yargıtay HGK’nın 18/11/2009 tarihli kararı, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ... parsel sayılı, 7.379.250 m² yüzölçümlü, kışlak vasıflı taşınmazın 1965 yılında yapılan tapulama çalışması ile Meşelik Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Milas Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1971/43 Esas - 1973/17 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 11/05/1973 tarihinde kesinleştiği, bu davada tapu maliki olmaması sebebiyle davacının taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Taşınmaz halen 216 ada 264 parsel sayısı ve 6.632.479,31 m² yüzölçümü ile orman vasfı ile tapuda kayıtlıdır. Davacı, dava konusu taşınmazı mera olarak kullanılmak üzere köy tüzel kişiliğine bağışladığını, taşınmazın orman vasfıyla tescil edilmesi sebebiyle hak kaybına uğradığını iddia etmiş ise de dava konusu taşınmazın mülkiyetinin, taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiği sırada davacıya ait olmaması nedeniyle davacının TMK'nın 1007. maddesi kapsamında
karşılanması gereken bir zararı bulunmamaktadır. Aksi düşünülse bile, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi kapsamında dava açılabilmesi imkanı sağlayan Anayasa Mahkemesi'nin 25.07.2017 tarih ve 2014/6673 numaralı hak ihlali kararı ve Yargıtay HGK’nın 18/11/2009 tarihli kararı dikkate alındığında bu tarihten 10 yıl sonra 18/11/2019 tarihinde açılan bu davada 18/11/2009 tarihinden itibaren oluşan iç hukuk yolu itibarıyla makul süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı ve davalı Hazine vekilinin süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu anlaşıldığından, davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.