22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/23234 Karar No: 2020/2119 Karar Tarihi: 10.02.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/23234 Esas 2020/2119 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/23234 E. , 2020/2119 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılrdan AKEDAŞ ve Göksu Edaş Müessese Müdürlüğü vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarını talep etmiştir. Davalıların Cevaplarının Özeti: Davalılar AKEDAŞ vekili, Göksu Edaş Müessese Müdürlüğü vekili ve İnşart İnşaat Elektrik Temizlik Yemek San. Tic. Ltd. Şti. temsilcisi davanın reddini istemişler, diğer davalılar tarafından cevap verilmemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar süresi içinde davalılardan AKEDAŞ ve Göksu Edaş Müessese Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Taraflar arasında davacının davalı işyerindeki hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır. İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir. Dava dilekçesinde davacının 1997 tarihinde alt işveren Tuğsa Ltd. Şti.’ne bağlı olarak çalışmaya başladığı iddia edilmiştir. Mahkemece hükme esas salınan bilirkişi raporunda davacının hesaplamalara esas hizmet süresi 05.08.1997 – 05.03.2012 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabulüyle 14 yıl 6 ay 31 gün olarak belirlenmiştir. Ne var ki; davacının hizmet döküm cetveli incelendiğinde 1997 yılı ve 1999 yılında hiç hizmet kaydının mevcut olmadığı görülmektedir. Hizmet döküm cetvelinde davacının, TEDAŞ’a ait olduğu belirlenen 19110 sicil numaralı işyerinde işe giriş tarihi 01.05.1998 olarak kaydedilmiştir. Hal böyle olunca, Mahkemece davacının hizmet süresinin başlangıcı olarak 05.08.1997 olarak esas alınması hatalıdır. Mahkemece, davacıya ait Hizmet Döküm Cetvelinin davacının davalılar bünyesine geçen hizmet süresini ve işverenlerin sicil kaydıyla beraber titizlikle incelenerek davacının davalılar yanında geçen hizmet süresi tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenip davacının alacak talepleri değerlendirilmelidir. Anılan yönler düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.