11. Hukuk Dairesi 2019/605 E. , 2019/8222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/09/2018 tarih ve 2018/359-2018/797 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında oluşan borcun ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, diğer davalıya ait taşınmazın da davacıya ipotek edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptıklarını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan ıslah dilekçesiyle talebini alacak davasına dönüştürerek 97.037,49 TL"nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, davacı tarafa rejistro defterinin ibrazı için 15/05/2018 tarihli celsede bir sonraki celseye kadar kesin süre verildiği, verilen kesin sürede rejistro defterinin ibraz edilmediği, 10/07/2018 tarihli celsede rejistro defteri tutulmadığı, bu nedenle rejistro defterinin sunulamayacağına yönelik davacının beyanı dikkate alınarak, dava konusu edilen alacağın varlığı ve miktarının belirlenemeyeceği, alacağın varlığı ve miktarını ispat külfeti altında bulunan davacının üzerine düşen ispat külfetini yerine getiremediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı ile davalılardan ... arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin feshi kaynaklı alacağın davalı acente ... ile ipotek borçlusu ..."den tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekilinin, davaya konu bir kısım alacakların zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklandığı, araç satışları nedeniyle bu poliçelerden bir kısmının iptal edildiği, dolayısıyla primlerin tahsil edilmediği yönündeki savunması üzerine, Dairemiz bozma ilamlarıyla, davacı tarafça CD ortamında sunulan kayıtların fiziki olarak dosyaya ibrazı sağlandıktan sonra, davalılar vekili tarafından sunulan rejistro kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle sonuca ulaşılması ve bu doğrultuda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararları bozulmuştur. Bozma sonrasında mahkemece yapılan yargılamalar sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, mahkemece bozma ilamı öncesinde davacı sigorta şirketine ait ticari defterler ile dayanağı belgeler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen kök ve ek bilirkişi raporlarına göre, davalı ..."in davacıya 97.004,49 TL borcu olduğu tespit edilmiştir. Davalı ..."e ait defter, kayıt ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre ise, davalının davacıya 95.818,64 TL borcu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda, davacı tarafça rejistro defterlerinin sunulmaması karşısında, davalının aleyhine delil teşkil eden kendi ticari defterlerindeki kayıtlara göre 95.818,64 TL prim borcu bulunduğunun kabulüyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,16/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.