17. Hukuk Dairesi 2016/7242 E. , 2019/1956 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının idaresindeki aracın karıştığı kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, tedavisinin hala devam ettiğini, davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, manevi tazminatın teminat dışı olduğunu, sigortalı araç sürücüsü kazada kusursuz olduğu için şirketlerinin de zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kazada davacının tam kusurlu olduğunun, olaya ilişkin kaza tespit tutanağı ve ceza soruşturma dosyası ile sabit olduğu; davalıya sigortalı araç sürücüsü kazada kusursuz olduğundan davalının da zarardan sorumlu tutulamayacağı; ayrıca manevi tazminatın trafik sigortası teminatı dışında olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Anılan yasal düzenleme gereği hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusur tespiti ile dahi bağlı değilken; kusur tespiti konusunda hiçbir rapor alınmadan, sadece kaza tespit tutanağındaki belirlemeler gereği takipsizlik kararının verildiği ceza soruşturmasındaki tespitle hiçbir şekilde bağlı değildir. Diğer yandan kaza tespit tutanağı, aksi her zaman ve her türlü delille ispat edilebilen ve aksi ispat edilinceye dek geçerli olan bir resmi belgedir.
Davaya konu somut olaya bakıldığında; kaza tespit tutanağına göre kaza, yerleşim yeri dışında, ...- ... devlet karayolunun 10. kilometresinde, görüşün açık ve yol sorununun bulunmadığı mahalde gerçekleşmiştir. Mahkemenin kararına gerekçe yaptığı, ... C. Başsavcılığı"nın 2014/4247 Soruşturma sayılı dosyası kapsamında, davalıya sigortalı aracın sürücüsü olan ..., benzin istasyonundan karayoluna çıktığını, 100- 150 metre gittikten sonra çarpma sesi duyarak aracını durdurup indiğini ve davacının arkadan çarptığını gördüğünü beyan etmiştir. Kazanın oluş biçimi ve davalıya sigortalı araç sürücüsünün ifadesi gereği, davacının kazada kusurunun bulunduğu mutlak bir gerçeklik olmakla birlikte, davalı taraf aracının benzin istasyonundan karayoluna çıkışta uyması gereken kurallara uyup uymadığının da değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; TBK"nun 74. maddesi gereği, ceza mahkemesinin kusur değerlendirmesinin hukuk hakimini bağlamayacağı; ceza soruşturmasında kesinleşen bir kusur tespitinin bulunmadığı gözetilmek suretiyle; Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti ya da İTÜ"den, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümleri, somut olayın özellikleri, ceza soruşturma dosyasındaki beyanlar da dikkate alınarak, davalıya sigortalı araç sürücüsünün benzin istasyonundan anayol niteliğindeki karayoluna çıkışı esnasında kural ihlali bulunup bulunmadığı ve tarafların kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.