8. Hukuk Dairesi 2010/3985 E. , 2010/4872 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil İstemli
... (...) ve ... ile Hazine ve katılan davalı ... aralarındaki dava hakkında... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.02.2009 tarih ve 312/28 sayılı hükmün Dairenin 19.04.2010 gün ve 6844/1901 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davalı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili davalı Hazine aleyhine açtığı davada, vekil edenlerinin 248 ada 15 parselde 207/512’şer pay sahibi olduklarını, diğer 49/256 pay maliki görünen ...kızı ...’ya tüm araştırmalarına rağmen ulaşamadıklarını, kimlik bilgilerinin bulunamadığını, bu kişiyi tanıyan ve bilenin olmadığını, taşınmazın tamamının vekil edenlerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu açıklayarak ...kızı ... adına 49/256 paya ait tapu kaydının TMK. nun 713/2. maddesi uyarınca iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, malikin tapu kütüğünden anlaşıldığını, kazanma koşullarının gerçekleşmediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin ara kararı üzerine davaya dahil edilen ... tarafından bir savunmada bulunulmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 248 ada 15 parselde ...kızı ... adına 49/256 paya ilişkin tapu kaydının TMK’nun 713/2.maddesi gereği iptali ile bu hissenin davacılar adına eşit hisseli olarak kendi parsellerine ilavesi suretiyle adlarına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, mahalli mahkeme kararı Dairenin 19.4.2010 tarih, 2009/6844 Esas 2010/1901 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Davalı Hazine vekili, süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmuş, Dairenin onama kararının ortadan kaldırılarak mahalli mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2.fıkrasında belirtilen "…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuki sebebine dayalı olarak tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava konusu 248 ada 15 parsel 1940 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Kanunisani 1337 tarih 198 sıra numaralı tapu kaydı uygulanmak suretiyle sağ olduğu belirtilerek 49/256 payı ...kızı ..., ölü oldukları belirtilerek 28/256 payı Ahmet kızı Sabire, 179/256 payı Osman kızı Rahime adlarına tesbit edilmiş, tutanak 3.4.1941 tarihinde kesinleşmiş, bu paylardan Sabire ve Rahime’ye ait paylar intikal ve hibe sonunda 20.4.1971 tarihinde 207/512’şer paylı şekilde davacılar ... ile ... adlarına tapuya tescil edilmiş, ...kızı ... payı ise dava tarihine kadar intikal görmemiştir.
TMK.nun 713/2. maddesindeki “... Malik"in tapu kütüğünden anlaşılamaması...” hali taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (HGK. nun 10.4.1991 tarih, 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı) Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılmadığı sonucuna varılabilir. Uyuşmazlık konusu 248 ada 15 parsel az yukarıda açıklandığı gibi tapu kaydına dayalı olarak tesbit ve tescil edilmiştir. Dosya arasında bulunan ve dava konusu taşınmaz dışında komşu 159 ada 14 parsele de uygulandığı anlaşılan dayanak Kanunisani 1337 tarih 198 sıra nolu tapu kaydının iktisap sebebinde; “mahkeme-i şeriyenin taksim veraset müzekkeresi mucibince 256 sehimden ibaret olup 49 sehimi ... ve 100 sehimi Refia ve 79 sehimi Rahime’ye ve 28 sehimi Sabire’ye isabet edip…” yazılıdır. Görüldüğü gibi TMK.nun 713/2. fıkrasında belirtildiği anlamda 49/256 pay maliki ...kızı ...’nın “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi” olmadığı açıktır. Tam aksine tapu kaydındaki açıklamalara göre kanun anlamında bilinen kişi olduğu görülmektedir. 248 ada 15 parsele revizyon gören tapu kaydında ...kızı ...’nın kim olduğu belirtilmiştir. Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında davanın maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebine dayanılarak açıldığı ve 49/256 pay maliki ...kızı ...’nın kanun anlamında bilinen bir kişi olduğunun anlaşılması karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabul şekline göre de, TMK.nun 713/2.maddesine dayanılarak açılan davalarda davanın kayıt malikinin mirasçılarına, hiç mirasçı bırakmama ihtimali ve tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması gözönünde tutularak davanın Hazineye yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca taşınmazın bulunduğu yerdeki belediye veya köy tüzel kişiliğinin dava edilmesine gerek bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla bu tür uyuşmazlıklarda belediye tüzel kişiliğine husumet yöneltilemez. Bu açıklamalar karşısında ... hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma sebebi yapılmamış, eleştirilmekle yetinilmiştir.
Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteği açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle Dairenin 19.04.2010 tarih ve 2009/6844 Esas 2010/1901 Karar sayılı onama kararının HUMK.nun 440. maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 10.02.2009 tarih ve 2007/312 Esas 2009/28 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, 18.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.