10. Hukuk Dairesi 2019/638 E. , 2019/1416 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye Mahkemesi : .... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Kanuna göre borçlanabileceğinin tespiti, aksine kurum işleminin iptali, 20.12.2016 tarihinde geçerli olan borçlanma tutarı üzerinden borçlanma hakkı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, muris eşinin yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen çalışmalarını borçlanabileceğinin tespiti, aksine kurum işleminin iptali ve 20.12.2016 tarihinde geçerli olan borçlanma tutarı üzerinden borçlanma hakkı olduğunun tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, Türk vatandaşı olmayan davacının borçlanma yapamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“Davacının davasının KABULÜ ile,
Davacının ölü eşi ..."in Almanyada geçen çalışmalarının dilediği kadarının 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine,
Aksine kurum işleminin iptaline,
Borçlanma işleminin davacının kuruma yaptığı 20.12.2016 tarihinde geçerli günlük borçlanma tutarı üzerinden yapılması gerektiğinin tespitine,” dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
403 sayılı mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu"nun 29 ve 12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu"nun 28"inci maddesi dikkate alındığında, mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum avukatı, davaya konu kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesindeki; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi ve 3201 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca sigortalı 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceği düzenlemesi dikkate alındığında, hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir şekilde Türk vatandaşlığı dönemindeki 3201 sayılı Yasaya göre borçlanmaya esas sürelerin, 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde borçlanma hakkının 3201 sayılı Yasanın belirlediği şartları aşmaya sebebiyet verecek ve hükmün infazında tereddüte yol açacak biçimde olduğu gözetilmeksizin, karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30"uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen Geçici 3"üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438"inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm 2. paragrafının tamamen silinerek yerine “Davacının ölü eşi ...’in, Türk vatandaşı olduğu dönemde yurtdışında 18 yaşını ikmal ettiği ve Türk vatandaşlığında geçen 12.02.1973 – 16.08.1980 tarihleri arasındaki yurtdışındaki çalışma sürelerinden dilediği kadarını 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine,” paragrafının yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.