5. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/10114 Karar No: 2020/1586 Karar Tarihi: 05.02.2020
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/10114 Esas 2020/1586 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2019/10114 E. , 2020/1586 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı idare ve davalılardan ... vd. vekilleri ile davalılardan ... ve ... tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare ve davalılardan ... vd. vekilleri ile davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı idare ve davalılardan ... vd. vekilleri ile davalılardan ... ve ... tarafından aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir.Ancak; 1-Yerel mahkeme kararı, bozma kararı ile birlikte ortadan kalkıp hukuki geçerliliğini yitirmekte olup, bozulan karar sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bu nedenle, bozma kararından sonra mahkemece kurulacak yeni hüküm HMK"nın 297. maddesine uygun olarak oluşturulmalıdır. Mahkemece hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan bölüm yönüyle de bozma öncesi hükümdeki gibi karar verilmesi gerekmektedir. (Hukuk Genel Kurulu"nun 2017/3-3005 Esas - 2017/1491 Karar sayılı kararı) Açıklanan nedenlerle mahkemece bozmadan sonra verilen nihai kararda yeniden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden kararın kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması, 2-Bozma ilamında ilk kararın davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri tarafından temyiz edildiği, ilk kararda tespit edilen taşınmazın zemin bedelinin, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleştiği ve bu bedelin davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden fazlaya hükmedilmesi hususunda bozma yapıldığına göre bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalının payı hesaplanarak, bu miktarın bloke ettirilmesi ve diğer davalılar yönünden de bozmadan önceki miktarla sınırlı olarak hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bozmadan sonra ilk kararı temyiz eden davalı ... vd. yönünden bozma öncesi karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığından bahisle ilk kararı temyiz etmeyen davalıların payına hükmetmekle yetinilmesi, 3-Davalı ... ve ..."in 14.03.2016 tarihli kararı esasa yönelik temyiz etmedikleri davacı idare lehine vekalet ücreti ödenmemesine ilişkin temyiz talepleri maddi hata sonucu esasa ilişkin olarak değerlendirildiği esasa ilişkin bir temyizi olmadığı için bu davalılar yönünden ilk kararda tespit edilen bedel kesinleştiğinden bozma sonrası fark bedel verilemeyeceği gözetilmeden hüküm kurulması, 4-Fazla depo edilen bedelin davacı idareye iadesine karar verilmemesi, 5-... Hakları Mahkemesi"nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi"nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekili ile davalılardan ... vd. vekili ve ..., ..."in temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenler davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.