İcrai davranışla görevi kötüye kullanma - ihmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/1473 Esas 2017/5403 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1473 Karar No: 2017/5403 Karar Tarihi: 18.12.2017
İcrai davranışla görevi kötüye kullanma - ihmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/1473 Esas 2017/5403 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların göreve ihmal veya gecikme göstererek kötüye kullanma suçu işlediği gerekçesiyle 3 ay 3 gün hapis cezasına çarptırmış ve ayrıca 1.860,00 TL adli para cezasına çevirmiştir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, suçun ortada maddi bir zararın bulunması gerektiği ve sanıkların kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işlemeyecekleri hususunda kanaat oluşması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin eksik araştırma sonucunda CMK'nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar vermesi kanuna aykırı bulunmuştur. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nın 257/2. maddesi, CMK'nın 231/5-6. maddeleri, 6008 sayılı Yasa'nın 7. maddesi, 5271 sayılı CMK.
5. Ceza Dairesi 2017/1473 E. , 2017/5403 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 24/11/2006 yerine 13/07/2006 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş, sanıkların eylemlerinin zincirleme şekilde 5237 sayılı TCK"nın 257/2. maddesinde düzenlenen görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilerek hükmedilen sonuç 3 ay 3 gün hapis cezasının, hükmün 5. bendinde “sanıklar hakkında verilen 225"er gün adli para cezasının” olarak belirtildikten sonra takdiren bir gün karşılığı olarak belirlenen 20 TL ile çarpılması suretiyle hesaplanan 1.860,00 TL adli para cezasına çevrilmesi sonuç cezanın doğru hesaplanması nedeniyle sonuca etkili bulunmamış, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; CMK"nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK’nın 231/6-c maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilerek, "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu dikkate alınarak, öncelikle olay nedeniyle uğranılan maddi bir zararın bulunup bulunmadığının saptanması, var ise sanıklara bildirilip tazmin edip etmeyeceklerinin sorulmasından sonra, bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de nazara alınıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel adli sicil kaydı bulunmayan, haklarında takdiri indirim ve paraya çevirme hükümleri uygulanan sanıkların kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda ulaşılacak kanaate göre, seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve "... adli para cezaları hakkında yasal şartları oluşmadığından... " şeklinde yeterli olmayan gerekçelerle 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.