10. Hukuk Dairesi 2016/11863 E. , 2019/1408 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, iptale konu sigortalılık süresinin geçerli olduğunun tespiti, yaşlılık aylığının iptaline dair Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.10.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alan davacının, 05.03.2008-11.03.2010 tarihleri arasındaki sigortalılığının fiili çalışmaya dayanmadığından bahisle iptal edilmesi sonucu aylığın iptal edildiği, ilgili denetmen raporunda, söz konusu işyeri için yapılan hacizlerdeki tespitler, çalıştığı iddia edilen şahısların beyanları ve diğer hususlar nazarında, davalı işyerinden bildirimi yapılan 65 kişinin sigortalılığının iptal edilmesi gerektiğinin bildirildiği, mahkemece, dinlenen bordrolu tanık beyanları nazarında kurum işleminin yerinde olduğuna dair karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırmaya dayalıdır.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde mahkemece her ne kadar bir kısım bordrolu tanık beyanına başvurulmuş ise de, davacının yaptığı iddia edilen kasiyerlik görevinde çalışabilecek kişi ile bildirimi yapılan kişiler de gözetilmek kaydıyla, beyanına başvurulmayan diğer bordrolu tanıklardan ihtilaflı dönemde çalışması bulunanlardan yeteri kadarı dinlenilmeli, işyerine ait vergi kayıtları dönem dönem olmak üzere ikmal edilerek bu işyerinden yapılan ve yapılması gereken işçi bildirimleri gerektiğinde bilirkişi marifetiyle tespit edilmeli, aynı kurum işleminin iptali istemli açılan Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/527 E. 2015/262 K., 2012/528 E. 2015/140 K., 2012/538 E. 2015/277 K., 2013/510 E. 2015/278 K., 2013/47 E 2016/37 K, sayılı dosyaları ile, Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1 E 2016/89 K, 2014/3 E 2016/59 K. sayılı dosyaları incelenip tüm deliller nazarında hareket edilmeli, çalışması iptal edilip de kesinleşen mahkeme kararı ile fiilen çalıştığı tespit edilen şahısların bordrolu tanık statüsünde olduğu da gözetilerek, uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.