17. Hukuk Dairesi 2016/2889 E. , 2019/1949 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.02.2019 Salı günü davacılar vekili Av. ...ve davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/ babası/ oğlu olan ..."nin yolcu olduğu araca tam kusurlu olarak çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalıya yapılan başvuru üzerine ödeme yapılmış ise de ödenen bedelin gerçek zararın altında olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.08.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, birkısım davacılar için toplam taleplerini 33.171,14 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davadan önce davacılara yapılan ödeme ile sorumluluklarının son bulduğunu, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapıldığında yaptıkları ödemenin yeterli olduğunun anlaşılacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacı eşin yeniden evlendiğini ve tazminat talep hakkının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı çocuklar..."ın açtığı dava kanıtlanamadığından reddine; diğer davacıların davasının kabulü ile davacı eş ... için 22.675,17 TL, anne Huriye için 6.973,97 TL. ve baba Halil için 3.522,00 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacılar yakınının kazaya karışan araçlardan birinde yolcu olduğu ve kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığı da dikkate alındığında, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ceza davasında alınan, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; hükme esas alınan 13.07.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda esas alınan paylar, desteğin geliri ve davacıların destek alma sürelerinin aşağıdaki yönler dışında Dairemiz"in yerleşik uygulamalarına uygun bulunmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK"nun 53. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davadan önce davalı tarafından ödenen 138.355,00 TL"nin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı ise, davadan önce yapılan ödemenin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. Mahkemenin hükme esas aldığı 13.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, anılan biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; sadece, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanan bedelden, davalı ödemelerinin güncel değerlerinin düşülmesiyle yetinilmiştir. Rapor bu yönden hükme esas almaya elverişli olmadığından, bu rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- TBK"nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce, destek alma hakkı olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; ölenden eş sıfatıyla destek alan kişinin yeniden evlenmesi halinde, bu kişinin desteğinden yararlandığı kişinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve desteği olan eşinden dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı açıktır.
Somut olaya bakıldığında; davaya konu kazada ölen ..."nin eşi olan davacı ..."nin, ölen eşinin desteğinde yoksun kaldığı iddiası ile tazminat talep ettiği; ancak, davacının dava devam ederken (20.11.2014 tarihinde) yeniden evlenmiş olduğu, mahkemenin hükme esas aldığı 13.07.2015 tarihli hesap raporunda ise, davacı eş ..."nin muhtemel bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesabı yapıldığı; mahkemenin de davacı eş ... için bu raporla hesaplanan bedeli hüküm altına aldığı görülmektedir.
Oysa, destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda ifade edilen amaç ve kapsamı; somut gerçeğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı hesaplama yapılamayacağı; destek alacaklısı davacı eş ..."nin ancak eşinin ölüm tarihi ile kendisinin yeniden evlendiği tarih aralığı için tazminata hak kazanabileceği gözetilip hesaplama yapılmalıdır.
Açıklanan tüm bu vakıalar karşısında mahkemece; davalının davadan önce yaptığı 138.355,00 TL"lik ödemeyle davacıların
zararın karşılanıp karşılanmadığı konusunda, (2) nolu bentte yazılı açıklamalar ışığında hesap yapılması; davacı eş ... için, davaya konu kaza tarihi ile davacının yeniden evlendiği tarih arasındaki süre için tazminatın hesaplanması hususlarında, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre (kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle) karar verilmesi gerekirken, hatalı tespit ve hesaplama içeren rapor benimsenerek, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı taraf, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak herbir davacı için 100,00 TL. olmak üzere toplam 500,00 TL. maddi tazminat istemiyle dava açmış; davacılardan Ramazan ve Halil yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Tazminat talebi reddolunan davacılar yönünden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre vekille temsil edilen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, adı geçen davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.