11. Hukuk Dairesi 2019/1688 E. , 2019/8213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/11/2017 tarih ve 2016/355 E- 2017/443 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/12/2018 tarih ve 2018/593 E- 2018/1282 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin itiraza mesnet ""Golf Maraşlım"", ""Golf Maraşım"", ""Golf Dondurma Keyfi Maraşım"" ibareli tanınmış seri markalarında, ""GOLF"" ibaresinin çatı/şemsiye marka olup ""MARAŞIM"" ve ""MARAŞLIM"" ibarelerinin ise esas unsur olduğunu ve bu ibareleri davalıdan önce tescil ettirdiğinden öncelik hakkı olduğunu, ""ALGIDA MARAŞLIM"" ibareli markada ""ALGIDA"" ibaresinin çatı marka olup, ""MARAŞLIM"" ibaresinin esas ve baskın unsur olduğunu, çatı markaların benzerlik mukayesesinde dikkate alınmaması gerektiğini, ürünlerin niteliği gereği ve değeri düşük olduğundan tüketicilerin saniyeler içerisinde dikkat düzeyi düşükken gıda ürünlerini satın aldığı ve markaların karıştırılacağını ileri sürerek 2016-M-4436 sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş olması halinde 2014/17113 sayılı ""ALGIDA MARAŞLIM"" ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ""ALGIDA"" şemsiye markası altında ""MARAŞ"" ibareli markalarının en eskisi olan 98/009437 sayılı ""ALGIDA Maraş Usulü"" markasının 1998"den beri 20 yıldır tescilli olduğunu, tüketici tarafından ""ALGİDA"" seri markalarından biri olduğunun bilindiği, bu bilinirliğin iltibas ihtimalini ortadan kaldırdığını, davacıya nazaran eskiye dayalı öncelikli marka hakkı doğurduğunu, MARAŞ ibaresinin, ürünün vasfını, çeşidini ve amacını ifade eden bir yan unsur olarak kullanıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının "ALGIDA MARAŞLIM" ibareli başvurusu ile davacının "GOLF MARAŞLIM-GOLF MARAŞIM" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle asli unsurlar davalının ""ALGIDA"", davacının ise ""GOLF" ibareleri olduğundan görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ""MARAŞLIM-MARAŞIM"" ibarelerinin tali unsur olarak markada yer aldıkları ve aynı zamanda coğrafi ve yöresel bir ad içerdiklerinden markada ayırt edicilikleri çok zayıf olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının "ALGIDA MARAŞLIM" ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait "GOLF MARAŞLIM- GOLF MARAŞIM" ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, davacı markaları ile davalı başvuru markası arasında bu yönde bir benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK 8/1 (b) iltibasın bulunmadığı, davacı tarafın önceye dayalı kullanım hak iddialarını kanıtlanmadığı, markalar arasında benzerlik ve iltibas koşulu oluşmadığından, başvurunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunulmuştur.
İstinaf mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu olan markalarda bulunan MARAŞLIM ibarelerinin çatı markalar yanında tali unsur olarak yer aldığı, davacı markaları ile davalı başvuru markası arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesindeki iltibasın bulunmadığı yönündeki ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.