14. Hukuk Dairesi 2017/5648 E. , 2018/1837 K.
"İçtihat Metni".....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.02.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine bozmaya uyarak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.05.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, murisi .... tebalı .... ....’un taşınmazının tapu kaydına şerh konulduğunu, şerhin iptali için dava açtıklarını, açılan davanın .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldüğünü, mahkemece hasımlı mirasçılık belgesi istenildiğini, ....’e ait bu ilamı aldıklarını, davanın kabul edildiğini ancak, davalıların kök muris ....’nin başkaca mirasçıları olduğunu ileri sürerek kararı temyiz ettiklerini, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince mirasçılık belgesinin kayıt malikinden değil oğlu ....’den alındığı, kayıt malikinin başkaca mirasçıları olup olmadığının anlaşılamadığı, bu itibarla kayıt maliki ..... ...’den hasımlı mirasçılık belgesi alınması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulduğunu, bozmaya uyulduğunu ve buna göre kayıt maliki .....’den itibaren mirasçıları gösterir mirasçılık belgesi alınması için bu davayı açtıklarını, tek mirasçının ....’in çocuğu olan ... olduğunu ileri sürerek, mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; Davacının .... ...... babası ... ..... "un tek mirasçısı olduğunu kanıtlaması gerektiğini, .... 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/1556-1227 sayılı mirasçılık belgesini dayanak göstererek tek mirasçı olduğunu iddia etmekte ise de ekte sunulan .... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.1948 tarihli, 1948/1902 sayılı, ..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.1959 tarihli, 1957/805-704 sayılı ve .... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.1969 tarihli, 1965/145-75 sayılı mirasçılık belgeleri incelendiğinde .... ... ... ... tek mirasçı olmadığının anlaşıldığını, dolayısıyla ..... 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1977/1556 Esas, 1997/1227 Karar sayılı mirasçılık belgesinin gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Maliye Hazinesine izafeten .... Muhakemat Müdürlüğü; Davacının babası ... .... ile onun babası olan ... .... arasında nüfus açısından kesintisiz bağ kurulamadığını, ayrıca muris ile tapu malikinin isimleri benzemesine rağmen soyisimlerinin aynı olmadığını, 19.10.1977 tarihinde alınan veraset belgesinde ..... ... tek mirasçı olarak görünmesine rağmen 22.10.1948 tarihinde alınan veraset belgesinde altı kardeş ve bir yeğeni ile birlikte mirasçı olduğunun görüldüğünü, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, 7. Hukuk Dairesi tarafından mirasçıların vatandaşı oldukları ülkelerle ..... arasında karşılıklılık anlaşmasının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairemizce “davacı, murisi .... ....’in mirasçısı olduğunu belirterek bu sıfatının tespiti ve murise ait .....’daki taşınmazla ilgili mülkiyet hakkından doğan yetkilerini kullanabilmesi için mirasçılık belgesi verilmesini istemiş, murisin diğer mirasçıları hakkında verilen gaiplik kararlarını ibraz etmiştir. Ancak bir kısım mirasçıların kayıtları üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu nedenle mahkemece, mirasçılardan ölü olduğu anlaşılan .... oğlu ... .... .... ve ... oğlu ... .... aile nüfus kayıtları araştırılmalı, gerekirse tanıklar da dinlenilerek tüm mirasçıları tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmeli...” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Mirasçılık ve mirasın geçişi, murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan yasal duruma göre belirlenir.
743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 517. maddesinde "Mirasın ölümle açılacağı", 439. maddesinde "Birinci derecede mirasçıların müteveffanın füruu" olduğu, 439/1 maddesinde, "Muristen önce ölmüş olan çocukların yerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı," 444/2 maddesinde ise "Sağ kalan eşin murisin ana, baba veya bunların füruu ile birlikte mirasçı olması halinde mirastan 1/4 oranında mülkiyet ile beraber yarısının intifa payı hakkında sahip olacağı" açıklanmıştır.
Somut olayda;
1-Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre, muris .... ....’in 15.09.1948 tarihinde vefatı ile geriye mirasçı olarak çocukları ...., ... ... ve ....yı bıraktığı, oğlu ....n 1949 yılında vefat ettiği, çocuklarından oğulları..... 1996 ve ....in 2006 tarihlerinde evli ve çocuklu olarak vefat ettikleri anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, murisin ölümüyle mirasın murisin kendisinden sonra ölen çocuklarının eş ve çocukları arasında paylaştırılacağı, murisin oğlu..... düşen 672 payın eşi Jacquline ..... murisin ölümü tarihinde yürürlükte olan mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 444. maddesi gereğince murisin füruu ile birlikte mirasçı olması nedeniyle mirastan 1/4 mülkiyet paya isabet eden 168 pay verilmesi gerekirken 126 pay verildiği, çocuklarına ise 72’şer pay verilmesi gerekirken 78’er pay verildiği, yine murisin oğlu .... ....... murisin ölümü tarihinde yürürlükte olan mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 444. maddesi gereğince murisin füruu ile birlikte mirasçı olması nedeniyle mirastan 1/4 mülkiyet paya isabet eden 168 pay verilmesi gerekirken 126 pay verildiği, çocuklarına ise 168’er pay verilmesi gerekirken 182’şer pay verildiği anlaşılmıştır.
2-Davalılardan Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
Uyuşmazlık 8 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki ... .....’in mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkindir.
Davada kayıt maliki olmayan hazineye husumet düşmez. .... hazinesi hakkındaki davanın bu nedenle reddi gerekirken, onunla ilgili davanın husumet nedeniyle reddine dair hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.