22. Hukuk Dairesi 2019/8004 E. , 2019/21359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili 2009 yılı Ocak ayından itibaren davalıya ait hizmet satın alınan alt işverenler nezdinde, güvenlik elemanı olarak sürekli çalışan müvekkilinin, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin, ödenmeyen 2 aylık ücret alacağı ile yol ve yemek ücretlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalının zamanaşımı savunması nedeniyle davacının zamanaşımına uğrayan alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı def"i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.Mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından açılan davanın tarihi 02/10/2014, ıslah tarihi ise 20/01/2016 olup davalı tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Mahkeme davalının zamanaşımı itirazı değerlendirilmekle birlikte 01.01.2009-30.06.2009 dönemleri ile 01.07.2009-02.10.2009 dönemlerinin cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulması nedeni ile dikkate alınması hatalı olmuştur. Mahkemece bu dönem dikkate alınmadığında ve davacının dava dilekçesinde 3.000,00 TL fazla çalışma talep ettiği dikkate alındığında 02/10/2009- 20/01/2011 tarihleri arasındaki fazla çalışma alacağı 1.535,62 TL olup dava dilekçesindeki talebin altındadır. Davacının 20/01/2011 sonrasındaki fazla çalışma alacağı ise 2.595,64 TL olup toplam fazla çalışma alacağı 4.131,26 TL’dir. Mahkemece her ne kadar davacının fazla çalışma alacağını ıslah etmemesi nedeni ile 3.000,00 TL"nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ise de, fazla çalışma alacağının gerekçede 4.921,02 TL olarak belirlenmesi hatalı olmuştur.Ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden de, davacı dava dilekçesinde 100,00 TL talep etmiş olup, yine 01.01.2009-02.10.2009 dönemindeki ulusal bayram genel tatil çalışması alacaklarının hesaplamada dikkate alınması hatalı olduğu gibi, ıslah tarihinin 20/01/2016 olduğu dikkate alındığında, davacının ulusal bayram ve genel tatil alacağı 02/10/2009-20/01/2011 dönemleri için 100,00 TL, 20/01/2011 tarihlerindeki sonraki dönem için ise 497,25 TL olmak üzere toplam 597,25 TL"dir. Mahkemece davacının 597,25 TL ulusal bayram genel tatil alacağı bulunmasına rağmen 863,40 TL üzerinden hüküm kurulması hatalı olmuştur.Yazılı gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.