Esas No: 2022/1083
Karar No: 2022/2360
Karar Tarihi: 17.05.2022
Danıştay 3. Daire 2022/1083 Esas 2022/2360 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay 3. Dairesi'nin 2022/2360 sayılı kararı, davacı şirketin sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiği yolunda saptamalar içeren vergi tekniği raporunun dikkate alındığı takdirde kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açtığı davanın konusudur. Kararda, Vergi Mahkemesi'nin kısmen kabul ettiği davaya ilişkin istinaf başvurularının reddine karar verildiği belirtilmiştir. Temyiz eden davacı taraf, belirli firmalardan hareketle sahte fatura düzenleyicisi olduklarının kabulünün hukuka aykırı olduğunu ileri sürerken, davalı idare taraf ise sahte fatura düzenlendiği tespit edilmesi nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunmuştur. Kararın sonucunda, temyiz istemleri reddedilmiş ve Vergi Dava Dairesi kararı onanmıştır.
Kanun maddeleri olarak, kararda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi (istinaf başvurularının reddedilebilmesi), 49. maddesi (temyiz istemi için gerekçeler), ve 50. maddesi (kararın taraflara tebliği ve ilgili dava dairesine gönderilmesi) bel
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1083
Karar No : 2022/2360
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : … Profil Endüstri Malzemeleri İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda saptamalar içeren vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak 2018 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemleri için re'sen salınan geçici vergi ile Ocak-Mart, Nisan-Haziran dönemleri için üç kat, Temmuz-Eylül dönemi için ise tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahsup dönemi geçen geçici verginin aranmayacağı, dava konusu vergi ziyaı cezasının üzerinden hesaplandığı geçici verginin matrahı yönünden bağlı olduğu kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği ancak yıllık vergiye mahsuben peşin alınan geçici vergi üzerinden bir kat vergi ziyaı cezası kesilebileceği, 2018 yılının Ocak dönemi için kesilip aynı yıl içerisinde kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle geçici vergi ve vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı kaldırılmış, geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ise bir kata indirilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu dönemde şube ve merkez işyerinin bulunduğu, işçi çalıştırıldığı, beyannamelerin süresinde ve düzenli şekilde verildiği, tahakkuk eden vergilerin ödendiği, gerek mal alınan gerek satılan firmaların büyük kısmı hakkında olumsuz tespit bulunmadığı, yapılan karşıt incelemelerle de bu hususun ortaya konulduğu, inceleme elemanınca hakkında olumsuz saptama bulunan birkaç firmadan hareketle ve banka hareketlerinin büyük bir kısmı eleştiri konusu yapılmaksızın sahte fatura düzenleyicisi olduklarının kabulünün hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, ihbarnamelerde geçici verginin gecikme faizi hesaplanabilmesi için ihbarnamede zorunlu olarak yer aldığı, davacının düzenlediği faturaların komisyon geliri elde etmek amacıyla sahte olarak düzenlediği ortaya konulduğundan kesilen üç kat vergi cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 17/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)- KARŞI OY:
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.
Davacı şirket adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi tekniği raporunun done alındığı takdir komisyonu kararına dayanılarak 2018 yılının Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemleri için re'sen salınan geçici vergi ile Ocak-Mart, Nisan-Haziran dönemleri için üç kat, Temmuz-Eylül dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanarak artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemleri hakkında, davacı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.