Esas No: 2017/1151
Karar No: 2022/2607
Karar Tarihi: 17.05.2022
Danıştay 10. Daire 2017/1151 Esas 2022/2607 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/1151 E. , 2022/2607 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1151
Karar No : 2022/2607
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar yakını ....’un Adana Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 06/06/2008 tarihinde meydana gelen bir gasp olayına müdahale ettiği sırada çıkan çatışma sonucunda vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık eşi ... için 80.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 100.000,00 TL) manevi, kızı ... için 40.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 50.000,00 TL) manevi, oğlu ... ... için ise 40.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL (miktar artırımı sonrası 50.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 20/02/2015 tarih ve E:2010/1206, K:2015/625 sayılı kısmen onama, kısmen bozma kararı uyarınca yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacıların uğradığı destekten yoksun kalma zararının tespiti için Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve hükme esas alınabilecek nitelikte görülen ek rapor doğrultusunda, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile eş ... için 33.322,73 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece anılan davacıya ödenmesine, ...'un fazlaya ilişkin maddi tazminat istemi ile diğer davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerine ilişkin olarak ise, ilk kararda hükmedilen manevi tazminata ek olarak davacı ... için 50.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL ve ... için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000 TL manevi tazminatın dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının İdare Mahkemesince karşılanmadığı, davacılara 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenen nakdi tazminatın rapor tarihi itibarıyla güncel değerinin esas alınması gerekmekte iken bilirkişi raporunda bu tutarın yasal faiz işletilerek artırılmasının hatalı olduğu, ilk kararda verilen manevi tazminata ek olarak 80.000,00 TL manevi tazminata hükmedilerek manevi tazminat istemlerinin tamamının kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, manevi tazminatın tazmin değil tatmin aracı olduğu, İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının onanması, maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların eşi ve babası ..., Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken 06/06/2008 tarihinde meydana gelen bir gasp olayına müdahale ettiği sırada çıkan çatışma sonucunda vefat etmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu'nun ... tarih ve .... sayılı kararıyla, davacılara 2330 sayılı Kanun uyarınca ... TL nakdi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Davacıların, bu olay nedeniyle uğradıklarını ileri sürdükleri zararların tazmini amacıyla 26/07/2008 tarihinde davalı idareye yaptıkları başvuru, 13/08/2008 tarihli işlemle reddedilmiştir.
Bunun üzerine davacılar tarafından, 16/09/2008 tarihinde bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A- Temyize Konu İdare Mahkemesi Kararının; Manevi Tazminat İstemlerinin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, davacıların manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idarece ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir.
B- Temyize Konu İdare Mahkemesi Kararının; Davacı ...'un Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, Danıştay Onuncu Dairesinin 20/02/2015 tarih ve E:2010/1206, K:2015/625 sayılı bozma kararına uyularak yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 27/11/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda yer alan, davacı eşin 33.322,73 TL destekten yoksun kalma zararının bulunduğuna, davacı çocukların maddi zararlarının bulunmadığına ilişkin değerlendirme ve hesaplamalar esas alınarak davacı ...'un maddi tazminat isteminin 33.322,73 TL'lik kısmının kabulüne, anılan davacının fazlaya ilişkin istemleri ile diğer davacıların maddi tazminat istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.
İdare Mahkemesince, her ne kadar Dairemizin 0/02/2015 tarih ve E:2010/1206, K:2015/625 sayılı bozma kararına uyulmuş ve davacıların uğradıklarını ileri sürdükleri maddi zararın tespiti amacıyla dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, bu inceleme sonucunda hazırlanan ve hükme esas alınan 27/11/2016 tarihli bilirkişi ek raporunun, PMF yaşam tablosunun esas alınmış olması, kullanılan hesaplama yönteminin gerek anılan bozma kararımızda belirtilen yönteme gerekse de Dairemizin son dönem yerleşik kararlarında öngörülen hesaplama yöntemine uygun olmaması nedeniyle, hükme esas alınması mümkün değildir.
Olayda, polis memuru iken görevli olduğu sırada, kendi kusuru bulunmaksızın gerçekleşen çatışma sonucu yaşamını yitiren ...'un eşi ve çocuğu olan davacılara, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun vazife malüllüğü hükümlerine göre vazife malüllüğü aylığı bağlandığı ihtilafsız olmakla birlikte, bağlanan aylık ve yapılan ödemelerin uğranılan maddi zararı tam olarak karşılamadığını ileri süren davacıların uğradıkları destekten yoksun kalma zararlarının belirlenebilmesi için bilirkişi tarafından aşağıda belirtilen şekilde hesaplama yapılması gerekmektedir.
Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle aldığı görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen vazife malullüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle alabileceği görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malulüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile TRH 2010 tablosuna göre belirlenecek muhtemel ömrünün sonuna kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farz edilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malullüğü aylıkları dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
Aktif dönem gelir hesabında, 5434 sayılı Kanun'un 40. maddesi uyarınca, davacıların yakını polis memurunun öğrenim durumu itibarıyla görevde yükselme olanağı yok ise 55 yaşın; var ise yükselebileceği rütbeye ilişkin anılan Kanun maddesinde düzenlenen emeklilik yaşının dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, davacılara ilgili kanunlar uyarınca başkaca herhangi bir ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, bu ödemenin de Borçlar Kanunu'nun 55. maddesi kapsamında değerlendirilerek tazminat hesabının yapılması, yarar olarak değerlendirilmesi halinde rapor tarihindeki güncel değerinin hesaplanarak zarar tutarından indirilmesi gerektiği, kamu kaynağı kullanılmak suretiyle ve ifa amacı taşıyarak yapılan ödemelerin yarar olarak değerlendirilmesi, kamu kaynağı kullanılmadan sosyal yardım niteliğinde yapılan ödemelerin ise yarar olarak değerlendirilmemesi gerektiği açıktır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacılara 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi kapsamında ödenen tütün ikramiyesinin güncellenmemiş halinin hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi hatalı olup, davacılara 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi kapsamında ödenen tütün ikramiyesi ile kamu kaynağı kullanılmak suretiyle ifa amacı taşıyarak yapılan ödemelerin ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında, .... Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu'nun ... tarih ve ... numaralı kararı uyarınca ödenen nakdi tazminatın rapor tarihine kadar yasal faiz işletilerek güncellenen değerlerinin, hesaplanan maddi zarar tutarından düşülmesi gerekmektedir.
Ayrıca, yerleşik yargı uygulamalarında, destek yaşasaydı evleninceye kadar gelirinden anne ve babanın her birine %25, evlendikten sonra %16, ilk çocuk olduktan sonra %14, ikinci çocuk olduktan sonra %12,5 oranında pay ayıracağı kabul edilmiş olup, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davacıların desteği ...'un babasının kendisinden önce vefat ettiği, ancak annesi ...'un ...'un vefat ettiği 06/06/2008 tarihinde sağ olduğu ve 22/10/2010 tarihinde vefat ettiği görülmektedir.
Bu nedenle; davacıların desteği ...'un yaşasaydı annesi ...'a 06/06/2008-22/10/2010 tarihleri arasında gelirinden yukarıda belirtildiği oranda pay ayıracağı kabul edilerek destek payları yerleşik içtihatlara uygun olarak yeniden hesaplanmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlara göre bilirkişice yeniden yapılacak hesaplamada, davacı eşin medeni durumunda herhangi bir değişiklik olup olmadığına göre evlenme şansı oranı ve destek süresi yeniden belirlenmelidir.
Bu durumda, temyize konu İdare Mahkemesi kararının davacı ...'un maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamakta olup, İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenecek rapora göre davacı ...'un maddi tazminat istemi hakkında yeni bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, temyize konu kararın davacılardan ...'un maddi tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının, diğer davacıların ise maddi tazminat istemlerinin tamamının reddine ilişkin kısmı davacılar tarafından temyiz edilmemiş olduğundan, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde Mahkemece yaptırılacak olan hesaplama neticesinde, davacılar (...) lehine hükmedilecek olan maddi tazminat tutarının, aleyhe bozma ve hüküm verme yasağı gereği, temyize konu karar ile davacı ...'a ödenmesine karar verilen tutarı (33.322,73 TL) aşamayacağı da açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:...., K:.... sayılı kararının manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, davacı ...'un maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.