Esas No: 2019/8316
Karar No: 2022/2576
Karar Tarihi: 17.05.2022
Danıştay 10. Daire 2019/8316 Esas 2022/2576 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay 10. Dairesi, 2016 yılında meydana gelen bir terör saldırısı sonucunda zarar gören davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasını inceledi. Davacılar, ölen ve yaralanan yakınları için tazminat talep etmişti. İlk derece mahkemesi, davacıların taleplerinin bir kısmını kabul etmişti ancak daha yüksek tazminat taleplerini reddetmişti. Bölge İdare Mahkemesi ise bu kararı kısmen onaylamıştı. Davacıların temyiz istemleri reddedildi ancak bir davacının vefat etmesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği belirtildi. Kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun önemli maddeleri olan 13. ve 26. maddelerine değinildi. 13. madde, idari bir işlemden zarar gören kişilerin bu zararlarının tazmini için başvuru yapabileceğini belirtirken, 26. madde ise dava sürecinde tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olması durumunda davanın nasıl devam edeceği hakkında hüküm vermektedir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/8316
Karar No : 2022/2576
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
8- ...
VEKİLLERİ
: Av. ....
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
DİĞER DAVALI : ... Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V....
İSTEMLERİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davacılar ve davalı .... Valiliği tarafından aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Diyarbakır ili, Çınar ilçesinde bulunan Emniyet Genel Müdürlüğüne 13/01/2016 tarihinde terör örgütü mensuplarınca bombalı araç ile gerçekleştirilen saldırıda, Emniyet Genel Müdürlüğünün yakınında bulunan meskenin çökmesi sonucunda davacıların yakını ...'ün vefat etmesi ve ....'ün yaralanması ve sakat kalması nedeniyle uğradıkları manevi zararların tazmini istemiyle İçişleri Bakanlığına yapılan başvuruların reddine ilişkin Diyarbakır Valiliği Hukuk İşleri Şube Müdürlüğünün ... tarih ve .... sayılı işleminin iptali ile davacı .... için ayrı ayrı 120.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 540.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararıyla; dava konusu işlem yönünden, davacıların zararının tazmini istemiyle İçişleri Bakanlığına 2577 sayılı Kanun'un 13.maddesi uyarınca yaptığı başvuru sonucunda tesis edilen ön karar niteliğinde bir işlem olduğu, söz konusu işlemin iptal davasına konu olması mümkün olmadığından davanın incelenmeksizin reddine, manevi tazminat istemi yönünden, dosyadaki bilgi ve belgelerden, olayın oluş şekli ve mahiyeti ile zarar tespit komisyonu kararıyla da teyit edildiği üzere zarara neden olayın terör olayı sonucu meydana geldiği, sosyal risk ilkesi uyarınca tazmini koşullarının oluştuğu, ölüme neden olan eylemin oluş şekli itibarıyla toplumda yarattığı infial, olayın etkisi ve niteliği, zarar gören davacılar ile hayatını kaybeden/yaralanan kişiler arasındaki yakınlık ilişkisi dikkate alınarak; davacıların duyduğu elem ve ızdırabın dindirilmesi amacıyla ... için ayrı ayrı 50.000,00 TL, Vezire ... için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 220.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden (30/12/2016) itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI :Davacılar tarafından, Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, faizin olay tarihinden itibaren işletilmesi, idare lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı Diyarbakır Valiliği tarafından, davacıların maddi zararları yönünden sulhname imzaladıklarından dava açmalarının hukuken mümkün olmadığı, olayda nedensellik bağı bulunmadığından manevi tazminata hükmedilemeyeceği, ayrıca tazminata faiz işletilemeyeceği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı ve davalı Diyarbakır Valiliği tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen açıklamalı onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temyize konu kararın, davacılar... yönünden incelenmesi;
Dosyanın incelenmesinden, davacılar tarafından 30/12/2016 tarihinde dava konusu olay sebebiyle uğradıkları manevi zararın tazmini istemiyle İçişleri Bakanlığına başvuruda bulunulduğu, İçişleri Bakanlığı tarafından ... tarih ve .... sayılı yazı ile başvuru dilekçelerinin gereğinin yapılması için ... Valiliğine gönderilmesi üzerine ... Valiliği Hukuk İşleri Şube Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemi ile 5233 sayılı Kanun'da manevi tazminat ödenmesine ilişkin hüküm bulunmadığından manevi tazminat talebine dair yapılacak bir işlem bulunmadığı belirtilerek davacıların talebinin reddi üzerine, söz konusu işlemin iptali ile manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından, manevi tazminat ödenmesi istemiyle 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi kapsamında genel hükümlere göre İçişleri Bakanlığına yapılan başvurunun, İçişleri Bakanlığı tarafından incelenip, karar verilmesi gerekmekle birlikte, İçişleri Bakanlığının dilekçeyi gereğinin yapılması için Diyarbakır Valiliğine göndermesinin, davacıların manevi tazminat istemlerinin zımnen reddine dair ön karar niteliğinde bir işlem olduğunun kabulü ile hüküm kurulması dava sonucunu değiştirmeyeceğinden usul ekonomisi gereği kararın bu kısmı hukuka ve hakkaniyete aykırı bulunmamaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, yukarıda isimleri belirtilen davacılar yönünden usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu davacılar yönünden bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın, davacılardan ... yönünden incelenmesi;
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik" başlıklı 26. maddesinde, "Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin "yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." hükmünden kastedilen münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, dava açılmakla mameleki niteliğe dönüşen haklar da ölenin malvarlığının bir bölümünü oluşturacağından, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılardan ...'ün Bölge İdare Mahkemesi kararının temyiz edilmesinden sonra 23/08/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Mahkemece, davacılardan ...'ün vefat etmiş olduğu ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar ... yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davalı Diyarbakır Valiliğinin temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davacılar ... yönünden yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA, davacılardan ... yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 17/05/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.