15. Ceza Dairesi 2019/365 E. , 2020/10934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... hakkında TCK 157/1, 62, 52/2-4 , 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık ... hakkında TCK 157/1, 52/2-4 , 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanıkların basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar ..., ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanununun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı 7 gün olarak öngörülen temyiz süresinin 15 gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden mahkemece temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması nedeniyle sanık ...’in temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve sanıkların üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ..."in katılanın evlenme niyetinde olduğunu öğrenmesiyle katılana evlenme konusunda yardımcı olacağını söyleyerek temyiz dışı sanık Abdi Topal ile temasa geçtiği, adını... olarak tanıtan ... ile tanışmak için katılanın sanık ... ve temyiz dışı sanık Abdi ile sanık ...’ın evine gittikleri, katılanla sanık ...’ın evlenmek için anlaştıkları, katılanın sanık ...’ın babası olduğunu söylenen şahsa 1.000 TL verdiği, katılanın sanık ... ile birlikte Bafra ilçesine döndükleri, üç gün beraber yaşadıkları, katılanın evlenme sebepli kuyumculardan 7.000 TL değerinde altın alarak sanık ...’a verdiği ancak sanık ...’ın altınları aldıktan sonra müştekiyle birlikte bir lokantada yemek yerken elini yıkama bahanesiyle masadan kalkarak altınlarla kaçtığı, müştekinin 08/12/2009 tarihinde suç duyurusunda bulunması üzerine temyiz dışı sanık Abdi Topal ve sanık ..."nın müştekiyi arayarak 250 TL yol parası göndermesi halinde sanık ...’ın geri döneceğini söylemeleri üzerine katılanın tekrar kandırılarak temyiz dışı sanık Nurcan Cansız adına 09/12/2009 tarihinde PTT aracılığıyla 250 TL havale yaptığı, olaydan sonra temyiz dışı sanık Abdi Topal"ın katılana 10/12/2009 düzenleme tarihli 8.500 TL tutarında bono senedi verdiği ve şikayetçi olmamasını söylediği, bu şekilde sanıkların iştirak halinde üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanıklar ..., ... yönünden yapılan incelemede; sanıklar her ne kadar savunmalarında suçlamayı kabul etmese de; katılan, tanık ve temyiz dışı sanıkların beyanları, katılanın mahkeme huzurunda... olarak tanıtılan şahsın sanık ... olduğunu teşhis etmesi işlemi, 10/12/2009 düzenleme tarihli bono, uzlaştırma raporu ve tüm dosya kapsamındaki deliller gözetilerek; sanıkların iştiraklı vaziyette üzerine atılı dolandırıcılık suçunun işlediği sabit olmakla hileli davranışlarla aldatarak katılanın zararına kendi yararına haksız menfaat sağladığı anlaşılan sanıkların mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı üzerine atılı basit dolandırıcılık suçunu birden fazla kez işlemesi nedeniyle haklarında, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık ... hakkında hükmolunan kısa süreli olmayan erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası için 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması gerekirken uygulanmamasının; sanık ... hakkında hükmolunan TCK 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E-2015/85 K sayılı iptal kararının ve hükümden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 10. maddesiyle TCK’nın 53/3. fıkrasında yapılan değişikliklerin, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ... ve ...’in temyiz itirazlarının reddiyle; hükümlerin ONANMASINA, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.