Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/14048 Esas 2017/2191 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14048
Karar No: 2017/2191
Karar Tarihi: 22.02.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/14048 Esas 2017/2191 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/14048 E.  ,  2017/2191 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı ile aralarında ... kapsamındaki kişilerin Türk Eczacılar Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol imzalandığını, kendisininde ..."da eczacılık yaptığını, davalı kurum tarafından 20.06.2011 tarihli yazıyla 2009 yılı protokolünün 6.3.19 maddesine göre 2 yıl süreyle fesih, 5.479,85 TL reçete bedelinin faizi ile birlikte tahsili ve reçete bedelinin 10 katı tutarında ceza-i şart uygulandığını, bu haksız işlemlerin iptaline ve reçete bedeli ile ceza-i şart miktarından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı kurumun davacı ile yapmış olduğu sözleşmenin iki yıl feshi ile ilgili işleminin iptaline, davacı tarafça davalı tarafa 5.479,85TL asıl alacak ile bu alacağın işletilen 1.830,08 TL faizi ile birlikte borçlu olduğuna ayrıca asıl alacağı dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğine, 54.798,50 TL cezai şart yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26/1.maddesine göre; “ Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Somut olayda davacı, 2 yıl fesih işleminin iptali, ceza-i şart ve reçete bedeli ile faiz tutarından borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü, fesih işleminin ve ceza-i şart işleminin iptali, davacının reçete bedeli ve işlemiş faizinden borçlu olduğunun tespiti ile birlikte ek olarak “...ayrıca asıl alacağı dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğine,” şeklinde karar verilerek talep aşılmıştır. Hal böyle olunca, sadece davacının talepleri konusunda karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ; Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.