11. Hukuk Dairesi 2019/1778 E. , 2019/8205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/09/2017 tarih ve 2014/1191 E.- 2017/795 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/01/2019 tarih ve 2018/589 E.- 2019/91 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket karar defterini eline geçiren davalı ...’ın kanunda anonim şirketlerde çıplak pay devrinin noterden yapılması ve ilan zorunluluğuna dair net bir hüküm olmaması nedeniyle 18.12.2013 tarihinde sahte olağanüstü genel kurul yaparak kendisini hissedar gibi gösterdiğini, müvekkilinin tüm hisselerinin kendisine devredildiği yönünde sahte karar aldığını, bu kararın ticaret sicilinde tescil edildiğini, davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan müvekkilinin şirketteki tüm hisselerinin davalıya devredildiğini internet üzerinden öğrendiğini, oysa ticaret sicilinde noterden hisse devri yapıldığına dair sözleşme olmadan tescil ve ilan yapılmaması gerektiğini, sicilin yaptığı işlemin hukuka aykırı olduğunu, davalının şirketin eski ortağı ve çalışanı olduğunu, amacının şirketin markalarını farklı bir şirkete devretmek olduğunu, şirketin avukatını kandırarak hileli işlemler yaptığını, ancak başarılı olamayınca şirket hisselerini ele geçirmeye çalıştığını ileri sürerek 18.12.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlar ile hisse devrine ilişkin 19.12.2013 tarihli tasdik edilmiş noter hisse devrine ilişkin işlemlerin iptaline, müvekkilinin tek pay sahibi ve imza yetkilisi olduğunun tespitine ve ilanına, davalı tarafından şirketi temsilen yapılmış tüm işlemlerin iptaline, ticaret sicil müdürlüğünün 18.12.2013 ve 19.12.2013 tarihli kararların ilanının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı şirketin 2008 yılında müvekkili tarafından kurulduğunu, ancak kredi sorunlarının yaşanması nedeniyle müvekkilinin hisselerini dava dışı şahsa devrettiğini, müvekkilini zarara uğratmak isteyen dava dışı Altanea İçecek A.Ş ortağı ve onun yetkililerinin ise şirketin markalarıyla birlikte davacıya devredilmesini sağladıklarını, ancak davalı şirketin esasında müvekkiline ait olduğunu, zira davalı şirketin sahip olduğu markaların ilk tescili ile ilgili başvurularının müvekkili tarafından yapıldığını, davacının hukuka aykırı işlemlerle şirketi ele geçirmeye çalıştığını, sahte imza kullanarak markalarla ilgili işlemler yapılması nedeniyle müvekkilinin savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca genel kurulun usulüne uygun olarak yapıldığını, tarafların hisse devrine ilişkin sözleşme yapmaya karar verdiklerini, müvekkilinin sözleşmeyi düzenleyerek davacıya gönderdiğini, davacının da imzaladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket adına davaya cevap verilmemiş, yargılama sırasında şirketin sicilden terkin edilmesi üzerine davalı taraf ihya davası açmış, bu davadaki yargılama ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmiştir.
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, davacı ..."un davalı şirket nezdindeki hisselerini davalı ..."a devrettiği, davacının, davalı şirket nezdinde hissesinin kalmadığı, devir sözleşmesindeki imzanın ve davacının tüm hisselerinin davalıya devredildiğinin tespit edildiği, bu nedenle davacının davalı şirketin 18.12.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı, dolayısıyla davalılar Altenea Gıda A.Ş ve Kemal Kutsi Topal aleyhine açılan davanın sübut bulmadığı, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ise pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalılar Altenea Gıda A.Ş ve Kemal Kutsi Topal aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.