Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15355
Karar No: 2017/2174
Karar Tarihi: 22.02.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/15355 Esas 2017/2174 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/15355 E.  ,  2017/2174 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar, ..."in doğum zamanının gelmesi üzerine 29.06.2008 tarihinde ... Devlet Hastanesi"ne başvurarak yatışının yapıldığını, doğumhaneye alınması sırasında muayene eden doktorun olmadığını, bir gün sonra nöbetçi doktor tarafından yapılan muayenesinde bebekte kordon dolanması olduğu, suni sancı ile doğumun yaptırılması talimatının verildiğini, ancak doktor nezareti ve katılımı olmaksızın ebe ve hemşireler tarafından doğumun sezeryan yöntemi yerine normal yolla gerçekleştirildiğini, doğumdan sonra 03.07.2008 tarihinde küçük ..."in rahatsızlanması nedeniyle davalı hastaneye götürdüklerini, sarılık teşhisi ile yatırıldıktan sonra davalı doktor tarafından fototerapi uygulandığını, ancak kandaki biluribin düzeyinin artması sonucu küçük ..."in acilen ... .... Çocuk Hastalıkları Hastanesi"ne götürüldüğünü, burada ilk muayeneyi yapan doktor tarafından bebeğe müdahale edildiği, ancak yapılacak çok birşey kalmadığı, herşeye hazırlıklı olunması gerektiğinin beyan edildiğini, 04.07.2008 tarihinde çocuk hastanesine yatan küçük ..."in ....07.2008 tarihine kadar yeni doğan yoğun bakımında, 17.07.2008 tarihine kadar da çocuk hastalıkları servisinde yatarak iyileşme tanısı ile taburcu edildiğini, ancak küçük ..."in davalılar tarafından yapılan yanlış tıbbi müdahale sebebiyle beyin felci hastalığına yakalandığını, beyin fonksiyonlarının tam olarak gelişemediğini, 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşamadığını, yürüyemediğini, göz sinirlerinde meydana gelen hasar sebebiyle görmesinin kısıtlı olduğunu ve gözlük kullanmak zorunda olduğunu, vücut direncinin gelişememesi nedeniyle sürekli hasta olduğunu, penisilin iğnesi yapılması nedeniyle bacaklarında kas kalmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ... için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, küçük ... için 5.000,00 TL olmak üzere 25.000,00 TL maddi, ... için 200.000,00 TL, ... için 200.000,00 TL, Eslem Dolanbey için 100.000,00 TL, küçük ... için 100.000,00 TL manevi tazminatın 30.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar, dava dışı hastanede gerçekleştirilen doğum ve sonrasında sarılık teşhisiyle davalı hastanede diğer davalı doktor tarafından uygulanan tedavi nedeniyle küçük ..."in beyin felci geçirdiğini ileri sürerek, duydukları üzüntü ve uğradıkları zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Uyuşmazlık, bebekte oluşan sağlık sorununun doğum sırasında kordon dolanması nedeniyle mi ya da sonrasında geçirdiği sarılık hastalığı nedeniyle uygulanan tedavi sırasında davalı doktorun herhangi bir kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın temeli, tedaviyi üstlenen doktor ve hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hâkimin doğrudan görevidir. (6100 sayılı HMK. 33.md.). Dava, davalı özel hastane ve doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (818 sayılı BK. 386, 390. md.) Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır.(BK.390/11) Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafifte olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve orada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini göz önünde tutmalı onu gereksiz risk altına sokmamalı en emin yolu tercih etmelidir. Gerçekte de mesleki bir iş gören; doktor olan vekilden, ona güvenen müvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır. Titiz, özen göstermeyen bir vekil, BK. 394/1 uyarınca vekâleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.  
    Somut olayda, küçük ..."in sarılık teşhisiyle davalı hastaneye yatırıldığı ve tedavinin davalı doktor tarafından gerçekleştirildiği sabittir. Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Raporunda, miadında ağrılı gebe olarak gelen kişiye yapılan tetkik ve muayene sonrası normal vajinal doğum kararı verilmesinin doğru olduğu, bebek ve annenin şifa ile taburcu edilmesinden sonra bebeğin 04.07.2008 tarihinde yeni doğan sarılığı ön tanısı ile yatırılarak tedavi edildiği, 27.07.2011 tarihinde üniversite hastanesinde yapılan tetkik ve muayene sonucu mental retardasyon ve cerebral palsi tespit edildiği anlaşılmakla, her ne kadar çekilen kranial MR tetkiki HİE bulgularını düşündürse de doğum eyleminde çekilen NST"ler göz önüne alındığında bebeğin intrauterin sıkıntıda olduğunu gösteren bulguların bulunmadığı, bebekte tespit edilen hareket bozukluğunun doğum eylemi ile illiyetinin kurulamayacağı, bebekte gelişen sarılık ve tedavisi ile bebekteki mevcut durumun illiyetinin bulunmadığı cihetle doğum eylemine katılan ve sonrası takibini yapan hekimler ve sağlık personeline atfı kabil kusur bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de rapor hükme elverişli değildir. Anılan rapor, doğum sırasında herhangi bir hata, ihmal olup olmadığı, küçük ..."de meydana gelen rahatsızlığın doğum sırasında kordon dolanmasıyla bir illiyetinin bulunup bulunmadığı ve sonrasında geçirilen sarılık hastalığı nedeniyle uygulanan tedaviye yönelik bir ihmalin olup olmadığı ve bu tedavi ile küçük ..."de oluşan rahatsızlık arasında illiyet bağı olup olmadığı konularında yeterli açıklama içermediğinden, olayda davalıların kusurlu olup olmadığının tespitine yeterli değildir. Bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    O halde mahkemece, dava dışı hastanedeki doğuma ve tedaviye, bebeğin sonradan götürüldüğü davalı hastanede yapılan tedavilere ve gerekse sonrasında yapılan tedavilere ilişkin tüm bilgiler ve Adli Tıp Kurumundan alınan raporun birlikte gönderilip, üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, küçük ..."de oluşan beyin felci rahatsızlığından dolayı doktora atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi