17. Hukuk Dairesi 2017/5604 E. , 2019/1933 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile dava konusu taşınmazları gelini davalı ..."a devrettiğini, satışın gerçek satış olmadığını, bu tasarrufların BK. 19. md ve İİK. 277, 278 ve 279. maddeleri uyarınca iptalini istemiş, 13.09.2013 tarihli dilekçe ile dava tarihinden sonra taşınmazlardan birinin ..."e satıldığını belirterek adı geçenin davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., borçlu ..."in kayınpederi olduğunu ve üzerine kayıtlı taşınmaz ve aracının bulunması sebebiyle acz içerisinde bulunmadığını, dosyadaki borçlunun hacze kabil malı olmadığına ilişkin tutanağın geçerli aciz vesikası niteliğinde olmadığını, taşınmaz bedellerinin ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, aciz vesikası bulunmadığını, tapu kaydına güvenerek, iyiniyetli 3. kişi olarak taşınmazın alındığını, kötüniyetli olunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu ..., davaya cevap vermemiş, duruşmada mal kaçırma niyetinin olmadığını, taşınmazların bedelini alarak işçi alacaklarını ödediğini, başka taşınmazları ve kamyonu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu ... adına kayıtlı 2.042,30 m2 miktarlı taşınmazın 7/2105 arsa payı (7,09 m2), 1825 m2 ve 4825 m2 iki adet şeftali bahçesi ve 16 HG 682 plakalı araç bulunduğu, bunlar üzerine alacaklı tarafından haciz işlemleri uygulandığı, haciz esnasında tutulan ve borçlunun hacze kabil malı olmadığına ilişkin tutanağın geçerli bir aciz vesikası niteliğinde olmadığı, dolayısıyla kat"i aciz vesikası bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkeme gerekçesinde kat"i aciz vesikası bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda borçlu davalının adresinde 03/06/2013 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, borçluya ait haczi kabil mal bulunamadığı, bu durumda 03/06/2013 tarihli haciz tutanağının tasarrufun iptali davalarında ön koşul olarak aranan geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu, nitekim bu durumun Bursa 16. İcra Dairesi"nin 2012/7988 ve 07/06/2013 tarihli yazısı içeriğinde de belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bunun yanı sıra, mahkemece davalı borçlunun sahip olduğu taşınmazlar ve araç nedeniyle aciz halinin bulunmadığı belirtilmişse de; davalı borçlunun 2.042,30 m2"lik taşınmazın 7/2105 (7,09 m2) payına sahip olduğu, davalı hissesine düşen ve mahkemece tespit ettirilen değerinin 2.483,20 TL. olduğu, davalı borçluya ait 2 adet şeftali bahçesi üzerinde Botaş lehine irtifak hakkı bulunduğu (1437 parsel numaralı 4825 m2 lik taşınmazın 1199 M2"lik bölümü üzerinde 1990 tarihli, 730.06 m2"lik kısmı üzerinde ağaç dikmemek, bina vs. sabit tesis yapmamak, sadece yıllık ziraat yapmak şartı ile 2007 tarihli daimi irtifak - 1431 parsel numaralı 1825 m2"lik taşınmazın 94.00 m2"lik kısmı üzerinde irtifak), yine bu taşınmazlar üzerinde 2008 başlangıç tarihli, 25 yıl süreli, yıllık 350,00 TL kira bedelli dava dışı Hakan Kılıç adına kira şerhlerinin mevcut olduğu, taşınmazlar için çıkılan ihaleye katılımın bulunmadığı, 16 HG 682 plakalı aracın icra marifeti ile satıldığı ve vergi borcu nedeniyle dava konusu dosyaya herhangi bir ödemede bulunulmadığı, davacı alacağının 15.05.2011 tanzim ve 14.08.2012 vade tarihli ve 300.000,00 TL.lik bonoya dayandığı hususları gözetildiğinde, davalı borçlunun aciz halinde olduğu da anlaşılmaktadır.
Bu halde, dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.