Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1919
Karar No: 2016/1284
Karar Tarihi: 02.03.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/1919 Esas 2016/1284 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/1919 E.  ,  2016/1284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde dava davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı ...ten davalı kooperatif üyeliğini devralarak kooperatif üyesi olduğunu, 2001 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun listesinden üye olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin, üyeliğe isabet eden A blok, 2. kat, 4 numaralı daireye ilişkin tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı kooperatifin dairenin tapusunu vermeye yanaşmadığını ileri sürerek, davalı kooperatif adına kayıtlı bulunan bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 35.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra 01.06.2005 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, terditli talebini 68.000,00 TL"ye artırmıştır.
    Davalı vekili, dava konusu bağımsız bölüme ilişkin hisseyi devralan davacının, daha sonra bu üyeliğini, dava dışı... isimli üçüncü bir kişiye devrettiğini, bu kişinin de kooperatiften istifa ettiğini, böylelikle bağımsız bölümün mülkiyetinin yeniden müvekkili kooperatife döndüğünü, kooperatif üyesi olmayan davacının bu davayı açma hakkı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 2 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline dair verilen kararın, davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 10.02.2009 tarih ve 2008/8874 E., 2009/547 K. sayılı ilamı ile, öncelikle davacının gerçekte kooperatif üyesi olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre işin esasına girilmesi, davacının üyeliği kardeşine devrettiği ve bu kişiyle birlikte daha sonraki yıllarda kooperatif genel kurullarına katıldığı savunması karşısında, kooperatif üyeliğinin şekil şartına bağlı bulunmadığı, bir üyenin rızası dahilinde, bir başka kişinin üye olarak başvurması üzerine kooperatifin bu kişiyi üye olarak kabul etmesi, genel kurullara çağırması gibi durumlarda, artık bu kişinin zımnen kooperatif üyesi olduğunun kabulü mümkün bulunduğundan mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinin yerinde olmadığı, diğer yandan davacının kooperatife borcu olup olmadığının, ferdileşmeye geçilip geçilmediğinin, diğer üyelere tapularının verilip verilmediğinin araştırılması ve sonucuna göre tescil istemi hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.

    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline dair verilen kararın, davalı vekilince temyizi üzerine bu kez, Dairemizin 08.02.2013 tarih ve 2012/6266 E., 2013/691 K. sayılı ilamı ile, mahkemece, davacının üyeliği devrettiği savunulan 21.05.1999 tarihinden sonra aynı üyelikle ilgili 30.06.1999 tarihinde aidat ödemesinde bulunduğu, bu bakımdan davacının kooperatif üyeliğinin halen devam ettiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verildiği, davacının, davalı kooperatife üye olup olmadığının öncelikle araştırılması gerektiği belirtilen bozma ilamına uyulduktan sonra, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan, yalnızca, üzerinde 1999 yılı eksik aidatlarına mahsuben alındığı belirtilen bir ödeme belgesine dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı, ayrıca, davacı ve dava dışı ..."ın tüm üyeliklerine, dava konusu 153 numaralı üyeliğe ve D Blok 1. Giriş 2. Kat 4 numaralı bağımsız bölüme ilişkin bütün bilgi ve belgeler dosya arasına celbedilerek, davalı kooperatiften davacının üyeliği devrettiği savunulan tarihten sonra 2000-2003 yıllarına ait aidat tahsilatına ilişkin belgelerde davacının isminin bulunma sebebi konusunda açıklama alındıktan sonra, kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılıp ..."ın 16.05.2003 tarihli istifasının tam olarak hangi üyelik ile ilgili olduğu, dava konusu üyelik için ..."ın aidat ödemesinde bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınarak davacının söz konusu üyelik için kooperatif üyesi olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, üye olduğu sonucuna varılması halinde, bu üyeliğe bağlı ödemelerini yapmış olduğunun bilirkişi raporu ile belirlenmiş olmasına göre, davanın kabülüne karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifin kurucu üyesi ve aynı zamanda inşaat işlerini de üstlenen yüklenici şirketin ortağı olduğu, davacının, kooperatife yoğun şekilde üye kaydı yapıp yirmiden fazla da yüklenici şirket adına üyelik kayıtları yaptığı, bu üyeliklerin bir çoğunun davacı adına yapıldığı, zaman içerisinde de bu üyeliklerin yeni gelen avukatlara devredildiği, davalı kooperatifin uygulamasında boşalan üyeliklere önce davacının kaydedildiği, daha sonra da yeni giren ortaklara devir yapılmak veya mevcut ortaklarla takas yoluyla devirler yapıldığı, kooperatifin boş üyeliklerinin genelde davacı adına kaydedilerek ödemelerin de davacı tarafından yapıldığı, bu şekilde sirkülasyonun devam ettiği, davacının, ortaklık pay defterinin 47, 80, 125, 182 ve 153 sırasında kayıtlı muhtelif üyeliklerinin bulunduğu, 153. sıradaki üyeliğin dava konusu daireye ilişkin olduğu, esasen bu üyeliğin dava dışı Ersen-Ertuğrul Ergenç adına kayıtlı iken, davalı yönetim kurulunun 25.05.1999 tarih ve 182 numaralı kararıyla davacı adına devredildiği, ancak bu üyeliğin henüz daha davacı tarafça devralınmadan evvel 21.05.1999 tarih ve 180 sayılı karar ile dava dışı ..."a devredildiği, böylece davacının henüz devralmadığı bir üyeliği ..."a devrettiği ve yönetim kurulunun da buna onay verdiği, oysa üyeliğin ..."a devredildiği tarihten iki gün sonra yapılan kooperatifin 23.05.1999 tarihinde yapılan olağan genel kurulun toplantısı hazirun cetvelinde dahi üyeliği devralan ..."ın isminin yer aldığı, üyeliği davacıya devreden ..."in isminin de yer aldığı, ancak davacının üyeliği devraldığı tarihten evvelki genel kurulların hazirun cetvellerinde ..."ın isminin yer almadığı, buna karşılık üyeliği devralan ..."ın .../...

    21.05.1999 tarihinden sonra yapılan 1999, 2000, 2001, 2002 ve 2003 yıllarına ait genel kurullarda da isminin yer aldığı, buna karşılık davacı ... ..."a üyeliği devreden..."in isminin yer almadığı, bu durumda ..."ın üye olarak kabul edildiği, ..."ın üyeliğinin istifa sonucu kooperatif yönetim kurulunun 30.05.2003 tarih ve 14 sayılı kararıyla kabul edildiği ve bu tarihten sonra da bu kişinin hazirun cetvellerinde adının yer almadığı, 2012 yılına ait defter kayıtlarının incelemesinde ise, takip edilen 3.569,81 TL alacak tutarının yine takip edilen 5.226,64 TL borç tutarından mahsup edilerek kalan 1.656,83 TL borç tutarının davalı kooperatifin giderler hesabına kaydedildiği, böylece dava dışı ... hesabına alacak kaydı yapıldığı, bu kişiye bir iade olmamakla birlikte istifa tarihine ve dava tarihine kadar 153 numaralı üyeliğin başka bir ortağa devredildiğine dair bir karara da rastlanılmadığı, dolayısıyla söz konusu üyeliğin ..."a ait olduğu, ayrıca ... veya ... adına bu üyelik dışında bir başka üyeliğin de bulunmadığı, bu durumda, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği 153 numaralı üyeliğin, davalı kooperatifin 21.05.1999 tarih ve 180 sayılı yönetim kurulu kararıyla dava dışı ..."a devredildiği, ..."ın da bu üyelik dışında başka bir üyeliğinin bulunmadığı ve ..."ın üyeliği devraldığı tarihten itibaren genel kurullara katıldığı ve istifadan sonra da hazirun cetvellerinde yer almadığı birlikte gözetildiğinde, davacının 30.06.1999 tarih ve 1420 numaralı makbuz ile yapıldığı ödemenin kendisi tarafından 153 numaralı dava konusu üyeliğe ilişkin olduğu iddiasının doğru olmadığı, zira bu ödemenin aynı tarihte 1421 numaralı makbuzda da belirtildiği gibi, davacının 1999 eksik aidatlarına mahsuben ve 80 nolu daire için yapıldığının belirlendiği, dolayısıyla davacının bu ödemesinin dava konusu 153 numaralı üyelik için yapılan bir ödeme olmadığı, bu ödemenin 80 numaralı başka bir üyelik için yapıldığı, zaten davacının birden çok üyeliğinin bulunduğu ve kendisine yakın bazı kişilere bir kısım üyelikleri devrettiği, dolayısıyla sırf 1420 numaralı makbuzla yapılan bu ödemenin, 153 numaralı üyeliğin davacı adına olduğunu göstermeyeceği, davacının 2000-2003 yıllarına ait tahsilat fişlerinde isminin yer almasının sebebinin ise, birden fazla kooperatif üyeliğinin olmasından kaynaklandığı, davacının kooperatifin genel kurullarına katılma sebebinin bu üyeliklerden kaynaklandığı, bu durumda dava konusu olan 153 numaralı üyeliğe isabet eden daireye ilişkin talep hakkının olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçeli karar başlığında dava tarihinden önce tasfiye haline girdiği anlaşılan davalı kooperatifin unvanına 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. madde hükmü yollamasıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 439/son (6102 sayılı TTK"nın 533/son) maddesi ile davalı kooperatif anasözleşmesinin 87/2. bent hükmü uyarınca eklenmesi gereken "Tasfiye Halinde" ibaresinin eklenmemesi HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuş ise de, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzletilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
    Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi