MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 175 ada 1 parsel sayılı 718 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu belirtilerek Hazine adına tescil edildiği halde, niteliğinin belirlenmesi yönünden keşfe ziraatçi bilirkişi götürülmemiş, tanık ve bilirkişilerin beyanlarının denetlenmesi yönünden komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarından yararlanılması gerektiği düşünülmemiş; taşınmazın öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı belirlenerek bu incelemenin sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde, bu gereğe riayet edilmemiştir. Bu haliyle mahkemece yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece öncelikle, taşınmazın öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı araştırılmalı; imar-ihya gerektiren yerlerden olduğunun tespit edilmesi halinde, ilgili Belediyeden imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmışsa hangi tarihte alındığı sorularak belirlenmeli, komşu parsel tutanakları ve dayanaklarının dosya kapsamına alınmasının ardından taşınmaz başında, ziraat ve fen bilirkişilerinin bulunduğu heyetle yeniden keşif yapılarak, önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklara dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, taşınmazı davacının bizzat kendisinin mi yoksa kardeşinin mi kullandığı hususları sorularak şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmalı, taşınmazın davacının zilyetliğinde bulunduğunun anlaşılması halinde, zilyetlik suresinin ekonomik amaca uygun, nizasız ve fasılasız 20 yıl devam edip etmediği açıklattırılmalı; ziraat bilirkişisinden, taşınmazın vasfı ve üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik süresinin dolup dolmadığı hususunda gerekçeli ve denetime açık rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetime elverişli rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra eldeki mevcut tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.