(...Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlattığı Eskişehir 4.İcra Müdürlüğü"nün 2007/12883 Esas sayılı icra dosyasına konu bonodaki kaydın “nakten” mi, yoksa “malen” mi olduğunun belli olmadığını, bu senedin davalı eline nasıl geçtiğinin bilinmediğini, 2007/12884 sayılı dosyada ise icra takibine konan senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takip alacaklısının “H. Oto Ltd. Şti” olarak yazılı olduğunu, şirket isminin ise “H. Nakliyat Turizm İnşaat ve Gıda Mad. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.” olduğunu, takibin usulsüz olduğunu, tarafların alışverişinin bulunmadığını belirterek, davacının, davalıya Eskişehir 5.İcra Müd.’nün 2007/12883 ve 2007/12884 sayılı icra dosyalarından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,bononun ihdas nedeninin yazılıp yazılmamasının, bononun geçerliliğini etkilemeyeceğini, kambiyo senedinin düzenlenmesi ile borç ilişkisinin doğduğunu, imzaya yönelik itirazın asılsız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda 2007/12884 esas sayılı dosyaya konu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu, diğer icra takibi dosyasına konu bonoya ilişkin davacı iddialarının yazılı delillerle kanıtlanamadığı ve davacının teklif ettiği yeminin davalı tarafça eda edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davaya konu 2007/12883 Esas sayılı icra dosyasına konu bono örneğinin incelenmesinde tanzim tarihinin 02.11.2007, vade tarihinin ise 10.03.2007 olduğu görülmektedir. Bilindiği gibi bonoda keşide tarihinin bulunması, bononun mecburi unsurlarındandır(TTK.m.688/6). Tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olması halinde bono geçersiz hale gelecektir(Hasan Pulaşlı,Kıymetli Evrak Hukuku,9.baskı,s.165 ve 104). Mahkemece bu durumda söz konusu takibe konu bononun aslı üzerinde inceleme yapılarak bononun tanzim tarihinin incelenmesi sonucunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, çek üzerindeki imzanın davacı keşidecinin eli ürünü olduğu ve davacının borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı delille ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu olan bonolardan 02.11.2007 tanzim tarihli bononun vade tarihinin bu tarihten önceki bir tarih olan 10.03.2007 tarihi olması nedeniyle, bononun kıymetli evrak vasfı taşıyıp taşımadığının araştırılmasının gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu bononun tanzim tarihi itibariyle somut olaya tatbiki gereken mülga 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 688.maddesi hükmü uyarınca bir bono veya emre muharrer senet; diğer unsurlarının yanı sıra; tanzim edildiği tarihi ve vadeyi ihtiva etmelidir. Aynı yasanın 689.maddesinde ise, vadesi gösterilmemiş olan bononun görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılacağı hususu ile tanzim edildiği yer ve ödeme yerine ilişkin haller mahfuz olmak üzere TTK 688.maddesinde yer alan unsurları taşımayan bir senedin ‘bono’ sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Doğal olarak da, bir bononun üzerinde yazılı bulunan vade tarihinden sonra tanzim edilmesi düşünülmeyeceğinden tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olması halinde bono geçersiz hale gelecektir.
Somut olayda, Eskişehir 5.İcra Müdürlüğü"nün 2007/12883 Esas sayılı dosyasına konu 02.11.2007 tanzim ve 10.03.2007 ödeme tarihli, 40.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmış ve faiziyle birlikte toplam 47.700,00 TL talep edilerek haciz işlemi yapılmış, davacı borçlu da bu icra takibine ilişkin olarak eldeki menfi tespit davasını açmıştır.
İcra takibine konu bononun tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olması nedeniyle kambiyo senedi niteliği taşımadığı yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca açık olduğundan bu belgeye dayalı olarak ‘kambiyo senetlerine’ özgü icra takibi başlatılamayacağı tabiidir. Davacı borçlu da bu kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş bulunduğundan, menfi tespit istemine konu icra takibinin dayanağı olan senedin kıymetli evrak vasfı taşıyıp taşımadığının araştırılması somut uyuşmazlığın çözümü için gerekli bir husustur.
O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.