13. Hukuk Dairesi 2015/36000 E. , 2017/2170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kurum ile 01/07/2007-31/12/2007 tarihleri arasında "Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Kurumundan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi" imzalandığını, bu sözleşme ile davalı kuruma bağlı Genel Sağlık Sigortası kapsamında olan kişi ile bu kişilerin bakmakla yükümlü olduğu kimselerin talep ettiği sağlık hizmetlerinin verildiğini, bu hizmet karşılığında da Sağlık Uygulama Tebliği ekinde yer alan fiyat tarifesi üzerinden sunduğu hizmetlerin bedelini davalı kurumdan fatura karşılığı tahsil ettiğini, ancak kurumun, 2007 yılında vermiş olduğu sağlık hizmetleri bedellerinden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde kesinti yaparak ödemediğini, davalı kurumun kesintiler dışında yine aynı sebeplere dayanarak sözleşmeye aykırı işlem yapıldığı gerekçesi ile 2007 yılı içinde toplam 71.200,00TL"lik cezai işlem uygulayarak 25.12.2012 tarihli yazı ile bildirdiğini, cezai şart altında uygulanan para cezalarının hiçbir yasal dayanağının olmadığını, davalı kurum tarafından tıbbi uygunluk ve yerindelik denetimleri sonucu tek taraflı tayin ederek uygulanan bir ceza olduğunu ileri sürerek; 715.777,41 TL fatura bedeli ve 71.200,00 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 786.977,41 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından mahsup yoluyla tahsil edilmesi halinde mahsup tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalı tarafından uygulanan cezai şartın haksız olduğunu ileri sürerek iptalini istemiş, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; hükme esas alınan raporu hazırlayan bilirkişi iş ve sosyal güvenlik uzmanı olup, heyette doktor ve hesap uzmanı yer almamakla birlikte raporda sadece örnekleme metoduna ilişkin olarak oransal hesaplama yapılmıştır. O halde mahkemece, uyuşmazlık hakkında uzmanlığı bulunan doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve hesap uzmanın da yer aldığı bir bilirkişi heyetinden, tarafların gösterdikleri deliller ve kurumun kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, davacının itirazlarını da karşılar mahiyette ve mahkeme, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.