18. Ceza Dairesi 2019/8841 E. , 2019/14802 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/2, 125/1, 106/1-2. cümle, 43 (iki kez) ve 62. (iki kez) maddeleri uyarınca 3 ay 3 gün ve 1 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Silvan (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 22/10/2012 tarihli ve 2010/381 esas, 2012/248 sayılı kararını kapsayan dosya sureti incelendi.
İstem yazısında; “Silvan (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarihli ve 2010/381 esas sayılı yazısı ile yargılama dosya aslının bulunamadığının belirtildiği anlaşılmakla, onaylı suret üzerinden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre,
1- Mahkemesince tekerrüre esas alınan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 1997/54 esas, 1998/11 sayılı kararına ilişkin suçu işlediği tarihte 18 yaşından küçük olduğu cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/5. maddesinde yer alan “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince, söz konusu ilâmın tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesinde,
2- Kabule göre de; benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 02/06/2016 tarihli ve 2015/8482 esas, 2016/5178 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, Silvan Cumhuriyet Başsavcılığının 13/07/2010 tarihli ve 2010/892 soruşturma, 2010/527 esas, 2010/351 sayılı iddianamesinde, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58. maddesinin uygulanmasının talep edilmediği gözetilmeden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeksizin tekerrür hükümlerinin uygulanmasında,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Sanık hakkında Silvan(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi’nin 22/10/2012 tarihli 2010/381 esas, 2012/248 sayılı kararı kapsamında, hakaret ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri kurulduğu, bu hükümlerin temyiz edilmemesi üzerine 11/06/2013 tarihinde Mahkemesince kesinleştirildiği, dosya aslının tüm aramalara rağmen bulunamadığına ilişkin Mahkemesince 03/09/2018 tarihli tutanak düzenlendiği, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde TCK’nın 58. maddesinin hatalı uygulandığı gerekçesi ile kanun yararına bozma talebinde bulunduğu görülmüşse de;
Dava dosyasının bulunamamasından dolayı sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin yöntemince kesinleştirip kesinleştirilmediğinin denetiminin mümkün olmadığı, sanığın da aşamalarda sunduğu dilekçe içeriklerinde, Mahkemece kendisine tebligat gönderilmeden cezasının kesinleştirildiğini iddia ettiği, hal böyle iken, bu durumunda sanık lehine değerlendirme yapılıp sanığa gerekçeli kararın tekrar tebliğe gönderilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiği ve kanun yararına bozmaya konu edilebilecek kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığından kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma yoluna konu edilebilecek kesinleşmiş bir karar bulunmadığı anlaşıldığından, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 21/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.