9. Ceza Dairesi 2020/5961 E. , 2020/734 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Sanıkların beraatlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ..., ... haklarında kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde,
Sanıkların üzerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, her ne kadar karar başlığında suç tarihi 2008 olarak yazılmış ise de sanıkların şikayetçi ..."a en son borç verdiği 2006 tarihinin suç tarihi olarak kabulüyle, bu tarih ile temyiz inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde,
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118 Esas, 2016/208 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi,
iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık ... hakkında benzer nitelikteki eylemlerinden dolayı aynı suçtan açılan kamu davaları bulunduğunun anlaşılması karşısında, tüm mevcut davalar araştırılarak, derdest ise birleştirilmesinden, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı birer suretinin dosya içine alınmasından sonra, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek, sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra belirtilen dava dosyalarından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi amacıyla, Vergi Dairesince sanık hakkında vergi incelemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmışsa onaylı bir örneğinin dosya arasına getirtilmesi, aksi durumda vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi sonrasında hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.