15. Hukuk Dairesi 2015/1090 E. , 2015/6579 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 22.10.2014
Numarası : 2014/637-2014/353
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı birleşen dosya davalı vekili Avukat Ş.. E.. ile davalı birleşen dosya davacı vekili Avukat K..P..geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli, birleşen dava ise; ayıptan doğan zararların tazmini talebinden ibarettir. Asıl davada davacı yüklenici, davalı iş sahibi, birleşen dava da ise; davacı iş sahibi, davalı ise; yüklenicidir.
Davacı yüklenici şirket vekili; davalının 02.04.2012 tarihli e-mail ile 4 adet sepet arabası siparişi verdiğini, sözleşmede deneme süresinin 10 gün olduğu ve deneme süresi sonunda ücretin havale edileceğinin kararlaştırıldığını, ödeme şeklinin 15 gün vadeli olduğunun bildirildiğini, davacının sözleşme konusu pistonları davalının fabrikasına çalışır vaziyette kurup 16.07.2012 tarihli fatura ile teslim ettiğini, 10 günlük deneme süresinin şikayetsiz geçtiğini, buna rağmen onarım bedelinin ödenmediği gibi 02.11.2012 tarihli reklamasyon faturasının davalı tarafından gönderildiğini, davacının ise noter vasıtasıyla reklamasyon faturasına süresinde itiraz edip bu faturayı iade ettiğini, dolayısıyla alacağın tahsili için Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü"nün 2012/18239 esas sayılı dosyası ile takip Başlatıldığını, ancak başlatılan takibe davalının haksız itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğundan bahisle, vâki itirazın iptâline, takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, zira sözleşme konusu sepet arabası silindirlerinin tamir amaçlı davacıya 09.03.2012 tarihinde verildiğini, davacının ise sepet pistonlarını tamir ettiğini belirtip 23/07/2012 tarihinde davacı fabrikasında montaj işleminin yapıldığını, ancak silindir kalemindeki arıza nedeniyle pistonların çalışmadığını, dolayısıyla davalının yapmadığı iş için alacak talep etmesinin doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen dava da davacı iş sahibi vekili; tamir imkanı olan davacıya ait 4 adet pistonun tamir edilmeleri için davalıya verildiğini, ancak davalının 4 adet pistonu da kullanılamaz hale getirdiğini, bunun Biga Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/250 D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, dolayısıyla olayda davacının en az 12.000,00 TL"si zararının oluştuğundan bahisle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 12.000,00 TL zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada davalı yüklenici vekili; davalının sözleşmeden doğan edimini yerine getirdiğini, davacının ise süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, dava konusu pistonların çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, dolayısıyla davacının zararının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucu asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, karar davalı iş sahibi vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü"nün 2012/18239 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı şirket aleyhine fatura alacağına istinaden 46.490,40 TL alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 15.11.2012 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 19.11.2012 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği,itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı, birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Asıl davada; davacı yüklenici taraf iş bedeli alacağının tahsilini talep etmektedir. Davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibi şirket arasında 02.04.2012 tarihli sipariş formuna göre kurulan sözleşme, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.
Somut olayımıza gelince; davacı yüklenici şirket işi yapıp edimini uygun şekilde ifa ettiğini ve bedele hak kazandığını iddia etmektedir. Davalı iş sahibi işin ayıplı yapıldığını savunmakta, buna karşılık davacı yüklenici ise ayıpların bir kaç defa giderilmeye çalışıldığını kabul etmekle ifayı ayıpsız olarak yaptığını bir başka deyişle; eseri, ayıplarını gidermiş vaziyette teslim ettiğini kanıtlamak durumundadır. Davacı taraf bu iddiasını ancak mahallinde uzman bilirkişiler huzuru ile yapılacak keşif ile ispat edebilir. Nitekim,mahkemece usulüne uygun ara kararı ile keşif yapılmasına karar verilmesine rağmen davacı taraf keşif giderlerini yatırmamıştır. Mahkemece, keşif ücretini yatırmayan tarafın bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılması usul ve yasaya uygun olmuştur. İddianın niteliği itibariyle keşif ve bilirkişi incelemesi dışında bir delille ispatı mümkün olmayan davacı taraf iddiasının sabit olmadığı kabul edilip ispat edilemeyen asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı birleşen dava davacısının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı birleşen dava davacısı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı birleşen davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birl.dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.