8. Hukuk Dairesi 2018/14514 E. , 2021/1681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Asıl Dava TMK"nin 713/2. Maddesi Göre Kayıt Malikinin Bilinememesi Sebebine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil-Birleşen Dava TMK"nin 713/2. Maddesine Göre Kayıt Malikinin Ölü Olması Sebebine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili, asıl ve birleşen davanın davalısı Maliye Hazinesi vekili, asıl ve birleşen davanın davalısı Kayyım ... Defderdarı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili asıl davada dava konusu 83 parselde müvekkili ile davalılar ... kızı ... ve ... oğlu ... veresesi’nin birlikte malik olduklarını, davalılara ait yerlerin 50 yıl önce vekil edeninin babası tarafından satın alındığını ancak dava konusu taşınmazda ifrazın mümkün olmaması nedeniyle tapuda devir işlemlerinin yapılamadığını, müvekkilinin babasının taşınmazda adı geçen davalılara ait payları aldıktan sonra taşınmaz üzerinde zemin düzeltmeleri yapmak ve ağaç dikip yetiştirmek suretiyle taşınmazda anılan davalıların paylarını malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak zilyet ederek kullandığını, daha sonra da vekil edeninin 30 yıllık süre boyunca adı geçen davalılara ait paylara malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız biçimde zilyet edip taşınmaza zeytin ağaçları dikip yetiştirmek suretiyle kullandığını, anılan davalılara ait payların önce müvekkilinin babası tarafından dava sonra da müvekkili tarafından eklemeli surette 50 yıllık süre boyunca nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyet edilerek kullanılması nedeniyle TMK’nin 713/2. maddesi gereğince anılan davalılara ait payların tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Davalı ... usulüne uygun tebligatlara rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalarda ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğüne bu davada husumet düşmeyeceği davanın Hazine aleyhine açılması gerekirken Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılmış olması nedeniyle tapu sicil müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiği, diğer davalılar olan ... kızı ... ile ... oğlu ... veresesinin kim olduklarının anlaşılamaması ve bu kişilerin ölü olması, yargıtay içtihatlarına göre ölü şahıslar ile kim olduğu belli olmayan kişiler aleyhine dava açılamaması nedeniyle ... kızı ... ile ... oğlu ... veresesi aleyhine açılan davanın da reddi gerektiği şeklindeki gerekçelerle davalılar ... kızı ... ile ... ... ... veresesi aleyhlerine açılan davada bu kişilerin kim olduğu belli olmamakla birlikte ayrıca ölü oldukları anlaşılmakla yargıtay içtihatlarına göre ölü şahıslar hakkında dava açılamayacağından bu şahıslar aleyhine açılan davanın reddine, bu davada tapu sicil müdürlüğü taraf olarak gösterilmiş ise de bu davada Tapu Sicil Müdürlüğü lehine husumet düşmeyeceğinden bu davalı aleyhine açılan davanın da husumet nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.11.2015 tarihli ve 2014/11728 Esas, 2015/20239 Karar sayılı ilamında TMK"nin 713/2. maddesindeki düzenlemeye göre, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verildiği, TMK"nin 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresinin, “Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabul edildiği, Kanun maddesinde yazılı her üç nedenin ispat koşulları nedeniyle ayrı davaların konusu olduğu, bu nedenle öncelikle, Mahkemece davacı vekiline önel verilerek davasını TMK"nin 713/2. maddesinde bulunan hukuki sebeplerden hangisine dayandırdığının açıklattırılması (HMK mad.31) ve dayanılan dava sebebine göre taraf teşkilinin sağlanabilmesi için kayıt maliklerine ait veraset belgesinin temin edilmesi, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydının tüm geldi ve gittilerinin Yerel Tapu Müdürlüğü’nden, burada bulunmaması halinde ... Arşiv Dairesi Başkanlığı’ndan getirtilerek dosya arasına konulması, taraf delillerinin toplanması, bundan sonra oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra Yerel Mahkemece verilen süre üzerine davacı vekili dosyaya sunduğu 29.12.2016 tarihli dilekçede açtıkları davanın TMK’nin 713/2. maddesindeki kayıt malikinin kim olduğunun bilinememesi sebebine dayandığını bildirmiştir.
Bozmadan sonraki aşamada davacı vekili birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/266 E 2018/230 K sayılı dosyasında açtıkları davada dava konusu 188 ada 1 parsel sayılı taşınmazda müvekkili ile davalıların birlikte malik olduklarını, anılan taşınmazda davalıların paylarının önce vekil edeninin babası tarafından daha sonra da vekil edeni tarafından eklemeli olarak toplam 50 yıllık süreden beri nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyet edilerek ağaç dikerek yetiştirmek suretiyle kullanıldığını, 50 yıllık sürenin 30 yılının müvekkilinin nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyetliğinde geçtiğini açıklayarak dava konusu 188 ada 1 parsel sayılı ( eski 83 parsel sayılı) taşınmazda davalı ... kızı ... ile davalı ... ... oğlu ... Veresesi’ne ait payların TMK’nin 713/2. maddesindeki tapu malikinin 20 yıl önce ölmesi nedenine dayalı olarak iptalini ve anılan davalılara ait taşınmazdaki payların davacı adına tescilini, asıl dava ile birleştirme istemli olarak talep etmiştir.
Mahkemece, davacı vekilince, asıl davada TMK"nin 713/2 maddesinde bulunan hukuki sebeplerden "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuki sebebine dayanıldığının beyan edilmesine rağmen, tapu kayıt malikleri ... kızı ... ve ... Oğlu ... Veresesinin maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişiler olarak kabulü mümkün görülmediği, davacı Hazine tarafından dava konusu parseldeki ... kızı ... ve ... oğlu ... veresesine ait hisseler yönünden açılan kayyım tayini davasının yargılaması sonucunda, anılan hissedarların veya mirasçılarının kimlik ve adreslerinin yapılan araştırmalara ve ilanlara rağmen tespit edilemediği gerekçesiyle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/625 Esas, 2014/233 Karar sayılı kararıyla, söz konusu hisselerin idare ve temsili için ... Defterdarının kayyım olarak tayinine karar verilmiş olmasının başlı başına "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuki sebebine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinin kabulü için yeterli olmadığı, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı, Tapu Sicil Müdürlüğü"nce Mahkemeye gönderilen tedavüllü tapu kayıtları arasında yer alan ve davalı vekilince ibraz edilen Antakya Asliye Hukuk Hakimliğinin 943/760 Esas, 943/950 Karar sayılı ilamı ve nüfus kayıtları ile Mahkemece keşif mahallinde dinlenen tanık beyanlarına göre, tapu kayıt maliklerinin, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikler olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı ve bu sebeplerle TMK"nin 713/2 maddesinde bulunan "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuki sebebine dayalı olarak açılan asıl davanın reddine karar vermek gerektiği,
Birleşen davada ise davacı tarafça, TMK"nin 713/2 maddesindeki hukuki sebeplerden "malikin 20 yıl önce ölmüş olması" hukuki sebebine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, TMK"nin 713/2. fıkrasında yer alan 3 halden biri olan "...ölmüş..."ibaresi, Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de Anayasa Mahkemesi"nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluştuğu, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edildiği, davacı ..."in, önceleri babası ... ... ve daha sonra kendisi tarafından dava konusu taşınmazdaki zilyetliğinin, eklemeli olarak, nizasız, aralıksız, malik sıfatıyla 17.02.2011 tarihi itibariyle 40 yılı aşkın süredir devam ettiği, taşınmazın önceleri babası ... ..., daha sonra da davacı tarafından zeytinlik olarak kullanıldığı, ürünlerin her yıl davacı tarafça toplandığı, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olarak davacı tarafça sürdürüldüğü, TMK"nin 713/2.maddesindeki nedenlerin ayrı davaların konusu olduğu, "maliki 20 yıl önce ölmüş" hukuki sebebine dayalı olarak açılan birleşen davada, eklemeli zilyetlik ve olağanüstü zamanaşımı ile kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği nazarı dikkate alındığında, birleşen davanın kabulünün gerektiği şeklindeki gerekçelerle Asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile, 188 ada, 1 parsel (eski 83 parsel) sayılı taşınmazın 100/400 hisse ile ... kızı ... ve 47/400 hisse ile ... oğlu ... veresesi adlarına olan tapu kaydının iptali ile, söz konusu hisselerin ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili, davalılardan Maliye Hazinesi vekili ve davalılardan Kayyım ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava TMK’nin 713/2. maddesindeki kayıt malikinin kim olduğunun bilinememesi sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava TMK’nin 713/2. maddesindeki kayıt malikinin ölü olması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Birleşen dosyaya yönelik temyiz itirazlarına gelince tapu kaydına göre davacı tarafça asıl ve birleşen davada paylarının iptali suretiyle davacı adına tescili istenen kişilerin adları tapu kayıtlarında “... (... kızı)” ve “... Veresesi (... oğlu)” olarak geçmektedir. Mahkemenin kararına dayanak olan ve bozma kararından sonra davalılardan Maliye Hazinesi vekilince sunulan nüfus kaydındaki kişiler ise “... (... kızı)” ve “... (... oğlu)” dir. Yine Mahkeme kararına dayanak olan ve bozma kararından sonra davalılardan Maliye Hazinesi vekilince sunulan ... Asliye Hukuk Hakimliği’nin 17 Temmuz 1943 tarihli 1943/760 Esas 1943/950 Karar sayılı veraset ilamının 03.08.1942 tarihinde ölen ... ...’ye ilişkin olduğu ve bu kişinin mirasçılarından olan eşinin adının ... (... kızı) olduğu görülmektedir. Şu halde paylarının iptali istenen tapu maliklerinin tapu kaydındaki bilgileri ile anılan nüfus kaydında ve veraset ilamındaki kişilerin bilgilerinin aynı olduğu, dolayısıyla tapu kaydında paylarının iptali istenen malikler ile anılan nüfus kaydında ve veraset ilamında adı geçen kişilerin aynı kişiler olduğu duraksamaya yer vermeyecek surette söylenememektedir. Hal böyle olunca davacı tarafa ya tapuda isim düzeltimi davası açmak ya da paylarının iptali istenen tapu malikleri “... (... kızı)” ve “... Veresesi (... oğlu)” ile nüfus kaydında ve veraset ilamında belirtilen “... (... kızı)” ve “...” nin aynı kişiler olduğunun tespitine dair dava açmak üzere süre ve imkan verilmeli, verilen sürede anılan davalardan birisi açılmış ise açılan bu davanın sonuçlanması bekletici mesele yapılmalı, anılan davalardan birisi açılmış ve neticesinde paylarının iptali istenen maliklerin gerçek malik olarak nüfus bilgileriyle birlikte tespit edilmesi halinde mirasçılık belgeleri alınmalı ve daha sonra dava mirasçı olan kişilere yöneltilmeli, bu aşamadan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde birleşen dava yönünden TMK’nin 713/2. maddesindeki kayıt malikinin ölü olması nedenine dayanan talep hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Davalı Maliye Hazinesi vekilinin ve davalı Kayyım ... vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.