8. Hukuk Dairesi 2010/3785 E. , 2010/4747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, Tescil ve Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacağı davasının reddine dair ....Aile Mahkemesinden verilen 28.07.2008 gün ve 653/540 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.04.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı ... bizzat geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilip dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için 06.04.2010 tarihinde dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Eras vekili, 2.5.2005 havale tarihli boşanma davasına karşı verdiği cevap dilekçesiyle karşı dava olarak boşanma davasında davacı olan ... adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaza katkısının bulunduğunu, yarı hissesinin kendisine ait olduğunu açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Yine boşanma davasının görüldüğü mahkemeye verdiği 22.12.2006 tarihli ıslah dilekçesinde ise taşınmazın ½’sinin tescilinin mümkün bulunmaması halinde eve katkısından dolayı katkı payı alacağı olarak 100.000 YTL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, taşınmaza davacının bir katkısı olmadığını ve isteğinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 13.6.2006 tarihli yargılama oturumunda taşınmazın değerinin bildirilip harcının yatırılması için davacı vekiline 10 günlük kesin süre verildiğini, bu konuda meşruhatlı davetiye çıkartıldığını, davetiyenin tebligatta adı geçen çaycı Mehmet Demirci’den sorulduğunu, adı geçenin muhatabın duruşmada olabileceğini beyan etmesi üzerine Tebligat Kanununun 21.maddesi uyarınca muhatabın bağlı bulunduğu Hocapaşa mahallesi muhtarı ...imzasına tebliğ edilip 2 nolu formun kapıya yapıştırıldığını ve böylece Tebligat Kanununun 21.maddesi gereğince meşruhatlı davetiyenin 14.6.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, harcın ise 10 günlük süre geçtikten sonra 6.7.2006 tarihinde yatırıldığını gerekçe göstermek suretiyle kesin süreye uymamaktan dolayı davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 743 sayılı TKM.nın 170.maddesi gereğince mal ayrılığı rejminin geçerli olduğu dönemde davalı ... tarafından 6.11.2000 tarihinde edinilen 256 ada 188 sayılı parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının ½ oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmaza katkısı nedeniyle 100.000 YTL katkı payı alacağının tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kesin süreden dolayı davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı ... Eras boşanma davasıyla birlikte karşı dava olarak sözü edilen davayı açmıştır. Ancak tapu iptali ve tescil istediği halde değerini bildirmemiş ve bildirilecek değer üzerinden gerekli başvuru ve peşin harçlar yatırılmamıştır. Mahkemece, bu nedenle 13.6.2006 tarihli yargılama oturumundaki ara kararı ile taşınmazın değerinin bildirilmesi ve yasal harçların yatırılması için davacı vekili adına kesin süreyi içeren meşruhatlı davetiye çıkartılmış, bu davetiye davacı vekilinin yazıhanesinin bulunduğu binada çaycısı Mehmet Demirci’den sorulmak suretiyle meşruhatlı davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği belirlenmiştir. Davacı vekili temyiz dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, çaycı Mehmet Demirci adında biriyle ilgisinin olmadığını ve tanımadığını bu nedenle yapılan tebligatın geçersiz olduğunu açıklayarak hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü tebligata ilişkin bilgi nedeniyle Dairenin 6.4.2010 gün ve 2009/4198 Esas, 2010/1641 Karar sayılı geri çevirme yazıları üzerine Topkapı Posta Dağıtım Merkezi Müdürlüğünden alınan 17.6.2010 tarihli 2257 sayılı karşılık yazılarında; han sorumlusunun ...olmadığı Mehmet Demirci olduğunun dağıtıcının alınan beyanından anlaşıldığı ancak, şu an yapılan araştırmada da ...isminde bir han sorumlusunun bulunmadığının tesbit edildiği açıklanmıştır. Çıkartılan meşruhatlı davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesine uygun olarak yapıldığının kabulüne olanak yoktur. Çünkü ortada oldukça güçlü bir duraksama söz konusudur. Böylece boşanma dosyası içinde bulunan Gülhane Posta Dağıtım Merkez Müdürlüğünün 01.08.2006 tarih ve 2616 sayılı yazısı, davacı vekili tarafından han sakinleri ile birlikte tuttuğu tutanak başlığını taşıyan tarihsiz belge, Topkapı Posta Dağıtım Merkez Müdürlüğünün yukarıda tarih ve sayısı verilen yazısı, Demirci İş Hanı odabaşısı Sadık Karaköse imzalı yerel mahkemeye hitaben yazdığı, 28.05.2010 tarihli yazı, temyiz dilekçesi kapsamı, diğer bilgi ve belgelerden ... ve ... isimli şahısların han sorumlusu olmadıkları belirlenmiş olup, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca davacı vekili adına çıkartılan tebligatın usulsüz olduğunun ve bu nedenle davacı vekili tarafından yatırılan harcın da süresinde yatırıldığının kabulü gerekir. Aksi durum T.C. Anayasasının 36. maddesine aykırılık oluşturur ve hakkın kaybına yol açar.
Şu halde mahkemece yapılacak iş; taşınmazın değerinin bildirilmesi ve bildirilecek değer üzerinden yatırılacak harç ile ilgili olarak yapılan meşruhatlı tebligatın geçersiz olduğunun kabulü ile iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan davacı vekilinin, boşanma dosyası içinde bulunan ve boşanma davasının karara bağlandığı gün mahkemeye sunulan 22.12.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile iptal ve tescili mümkün olmadığı takdirde 100.000 YTL katkı payı alacağına hükmedilmesini istediğine ve bildirilen bu değer üzerinden gerekli harçlar yatırılmadığına göre bu konuda da davacı vekiline gerekli harcın yatırılması için süre ve imkan tanınması, ondan sonra bu isteğin değerlendirilmesi gerekir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre esasa ilişkin sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 14,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 12.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.