23. Hukuk Dairesi 2015/2106 E. , 2016/1250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/163 E. sayılı dosyasında takip alacaklısı olduğunu, bu dosyada talep üzerine borçlu ..."a ait taşınmaz payının cebri icra yoluyla satıldığını, ihalenin kesinleştiğini, taşınmazın alıcı adına devir ve tescil edildiğini, satışı yapılan taşınmazın kaydında birden fazla haciz bulunması nedeniyle İcra Müdürlüğü"nce düzenlenen sıra cetvelinde, davalı kurumun alacağının birinci sırada yer aldığını, davalı kurumun satılan taşınmazın borçlu hissesine 01.03.2014 tarihinde koymuş olduğu haciz tarihinden sonra 5 yıllık sürede hiçbir işlem yapmadığından haczinin düştüğünü, davalı kurumun alacağına yönelik icra dosyasına gönderilen İİK"nın 100. madde bilgilerinin çelişkili olduğunu, takip ve haciz tarihinden sonra doğan alacakların da hesaplamaya katıldığını, ayrıca asıl borçluya takip yapmadan usulsüz olarak şirketin ortağının sorumluluğuna gidilemeyeceğini ileri sürerek, sıra cetveline itirazın kabulü ile, satış bedelinden öncelikle müvekkili alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili alacağının amme alacağı olarak öncelikli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin, 6552 sayılı Yasa"dan istifade etmek için borçlu adına İcra Müdürlüğü"nden yetki kararı alarak davalı kuruma başvurduklarını, başvurunun kabul edildiğini, hem davalı kurumun alacağının hem de davacının alacaklarının ödendiğini, davanın konusuz kaldığını bildirdiği, bu beyana göre davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı tarafça, davalı kurumun 01.03.2014 tarihli haczinden sonra satışa yönelik hiçbir işlem yapmadığı, bu nedenle haczinin düştüğü, İİK"nın 100. madde malumatına ilişkin yazıların çelişkili olduğu, davalının alacağının zamanaşımına uğradığı, davalı kurumca asıl borçlu .... ile ilgili herhangi bir takip ve paraya çevirme işlemi yapılmadan yetkili müdür ya da ortağın sorumluluğuna gidilemeyeceği ileri sürülerek, sıra cetveline itiraz edilmiştir.
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem sıraya hem de esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK"nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla İcra Mahkemesi"nde (İİK"nın m.142/son) ileri sürülmelidir. Haciz konusu bir malın satış tutarı kural olarak, İİK"nın 138. madde hükmü
uyarınca haciz tarihindeki alacakla, bu alacağa satışa kadar işleyen faiz miktarının toplamını karşılar. Bir diğer anlatımla, haciz tarihinden sonra oluşan alacaklar, önceki hacizden yararlanamaz.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 25.02.2010 tarih ve 387 E., 1908 K; 20.10.2010 tarih ve 7373 E., 11674 K. Dairemizin 23.05.2013 tarih ve 2374 E., 3441 K., 07.05.2014 tarih ve 3078 E., 3536 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere, sıra cetvelinde yer alan alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığı ya da icra takibinin zamanaşımına uğradığı iddiasını ileri sürerek, cetvelde davalıya pay ayrılmaması gerektiğine yönelik itirazlara ancak borçlunun dayanabileceği, üçüncü kişi konumundaki şikayetçinin bu itirazları ileri süremeyeceği gözetilmelidir. Bu ilkeyi icra mahkemesi de nazara alarak, bu yöndeki şikayeti reddedebilir.
Yine davacının, davalı tarafça satışa yönelik işlem yapılmaması nedeniyle haczinin düştüğü ve 6183 sayılı Yasa"nın 35 ve mükerrer 35. ile Vergi Usul Kanunu"nun 10. maddesinin nazara alınmadığı yolundaki itirazları da takip hukukuna ilişkin hesaplamaya, yani sıraya yöneliktir.
6100 sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir.
Bu durumda mahkemece, HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır.
2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
3- Kabule göre; dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. İİK"nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılara tanınmış ise de her alacaklı bu hakkı haiz değildir. YHGK"nın 05.03.2008 tarih ve 19-161 E., 213 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerekir. Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bu itiraz üzerine düzenlenecek yeni sıra cetveline girme hakkı bulunan alacaklılara tanınmıştır. Bir diğer ifade ile bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı yoktur. Bu durumda mahkemece, davacının alacağını tahsil etmesi sebebiyle hukuki yararı kalmadığı gerekçesiyle, HMK"nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, alacak davası olmamasına rağmen davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.