Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3983
Karar No: 2010/4744
Karar Tarihi: 12.10.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3983 Esas 2010/4744 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3983 E.  ,  2010/4744 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak

    ...ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair ... Aile Mahkemesinden verilen 13.01.2010 gün ve 1128/27 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.06.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi, gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kayıtlanan...Güzelkent Tezkonak Sitesi C Blok 3 nolu bağımsız bölüm ile 06 U 9345 plaka sayılı araç nedeniyle katkı payı alacağı isteğine ilişkin olarak vekil edeni tarafından davalı aleyhine açılan ve ... Aile Mahkemesinde görülen dava sonunda verilip kesinleşen 15.7.2009 gün 2006/1343 Esas ve 2009/ 1006 Karar sayılı hükümle; davanın kabulüne ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 2000 TL katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesine karar verildiğini, söz konusu bu dava dosyasındaki belirlemeye göre; vekil edeninin dava konusu mal varlığı nedeniyle 16325 TL daha alacağı olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16325 TL katkı alacağının boşanma davasının kesinleştiği tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili ise, süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde, taraflar arasında görülen boşanmaya ilişkin hükmün 10.12.2007 tarihinde kesinleştiğini, eldeki davanın ise 1 yıllık zamanaşımı süresinin kaçırılmasından sonra 25.8.2009 tarihinde açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “davanın kabulü ile dava konusu Güzelkent Tezkonak Sitesi C Blok No: 3 ...... ... adresindeki taşınmaz ile 06 U 9345 plakalı aracın evlilik birliği içinde satın alındığı anlaşıldığından bilirkişi raporu doğrultusunda önceki hükmedilen 2000 TL nin mahsubu ile 16325 TL katkı payı alacağının davanın açıldığı 25.8.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine...” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 25.3.1998 tarihinde evlenmiş, 8.6.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 10.12.2007 tarihinde boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (743 sayılı TKM. m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m 202, 225). Taraflar arasında görülen Ankara 5. Aile Mahkemesinin 2006/1343 Esas ve 2009/ 1006 Karar sayılı dava dosyasındaki bilgi, belge ve bilirkişi raporlarına göre; dava konusu olan taşınmazın öncesinin SS Tezkonak Yapı Kooperatifi adına kayıtlı bulunduğu, davalının 1.5.2000 tarihinde Emine Kızılkaya isimli kişinin hissesini 10500 TL bedelle satın alarak kooperatif üyesi haline geldiği ve bundan sonra kooperatife 1.1.2002 tarihine kadar 3152 TL, 1.1.2002 tarihinden sonra da 1697,5 TL olmak üzere toplam 4849,775 TL ödediği ve ödemelerin bitmesinden sonra yapılan tahsis nedenine dayanılarak 20.12.2002 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaza ait kooperatif hissesi davalı tarafından 1.5.2000 tarihinde alındığına ve daha sonra yapılan ödemeler ağırlıklı olarak 1.1.2002 tarihinden önce yapıldığına ve bu dönem 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki taşınmaza ilişkin uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu durumda tarafların boşanmalarından sonra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK. nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenlemenin eldeki davaya konu taşınmaz bakımından uygulanamayacağı, taraflar arasındaki taşınmaza ilişkin uyuşmazlıkta Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı taktirde her dava için öngördüğü 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği hususunda duraksama bulunmadığından davalı vekilinin taşınmaza ilişkin olarak dile getirdiği zamanaşımı definin dikkate alınmaması sonuç itibariyle doğru olmaktadır.
    Buna karşılık dava konusu araç 28.4.2003 tarihinde edinilerek davalı adına kayıtlanmıştır. Aracın edinildiği tarih 4721 sayılı TMK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonraki bir tarih olduğuna göre; taraflar arasındaki araca ilişkin uyuşmazlıkta edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarının uygulanacağı açıktır. Davacı daha önce açtığı davada alacağın sadece bir bölümünü dava etmiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Böyle bir durumda zamanaşımı, alacağın ancak dava edilen bölümü hakkında kesilmiş olur. Kısmi davaya konu olmayan diğer bir ifade ile dava dışı kalan alacak bölümü için zamanaşımı işlemeye devam eder. Taraflar arasında görülen boşanma davasının kesinleştiği 10.12.2007 tarihinden eldeki davanın açıldığı tarihe kadar TMK nun 178. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunduğuna ve davalı taraf süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğuna göre; dava konusu araç nedeniyle istenilen alacak açısından zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekirken davacı tarafından açılan önceki davanın zamanaşımı süresini kestiği görüşünden hareketle zamanaşımı iddiasının yerinde olmadığı şeklindeki değerlendirmede isabet bulunmamaktadır.
    Ne var ki; taraflar arasında görülerek kesinleşen dolayısı ile tarafları bağlayan az yukarıda esas ve karar numarası yazılı kısmi davada davacı taraf katkı payı alacağı isteğine konu ettiği araç ve taşınmaz açısından herhangi bir ayrım yapmadan, diğer bir ifade ile araç için ne kadar, taşınmaz için ne kadar katkı alacağı istediğini açıklamaksızın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 2000 TL alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece “.....18.6.2009 tarihli rapor ile davacının dava konusu taşınmazın satın alınmasında %15,79 katkısının bulunduğu, aracın satın alınmasında % 50 katkısının bulunduğu anlaşıldığından, davacının davası kabul edilmiş taleple bağlı kalınarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2000 TL katkı payının davalıdan tahsiline karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur” açıklamasında bulunularak davanın kabulü cihetine gidilmiş ve fakat hüküm altına alınan alacak miktarının ne kadarının araç için olduğu ve ne kadarının taşınmaz için olduğu konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda kısmi dava konusu olan ve hüküm altına alınan alacağın 1000 TL"sinin araç için 1000 TL"sinin de taşınmaz için olduğu kabul edilmelidir. Taraflar arasında görülüp kesinleşen kısmi davada; mahkeme 18.6.2009 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının dava konusu taşınmazın satın alınmasında %15,79 katkısının bulunduğunu, aracın satın alınmasında da % 50 katkısının olduğunu kabul etmiş ve hükmünü bu kabule dayandırmış bulunduğuna ve hükmün dayanağını oluşturan bilirkişi raporunda % 15,79 katkıya göre davacının dava konusu taşınmaz bakımından alacağının 10263,5 TL olduğu belirlendiğine, taraflar bu belirleme ile bağlı olduğuna ve toplam 10263,5 TL alacağın 1000 TL sinin önceki dava ile hüküm altına alındığı anlaşıldığına göre; davacının dava konusu taşınmaz nedeniyle sadece 9263,5 TL alacağı kaldığı, dava konusu araç için ise zamanaşımının dolması nedeniyle hak talep edemeyeceği hususunun düşünülmesi gerekir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 242,45 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 12.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi