13. Hukuk Dairesi 2015/13838 E. , 2017/2108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı avukata vekalet verdiğini, bu vekalet ile ... Boğaz içi İnş. Müşavirlik A.Ş."den işçi alacaklarının tahsili için ... 5. İş Mahkemesinde 15/05/2008 tarihinde dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/12049 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılğını, borçlunun takip dosyasına 4.263,29 TL para yatırdığını, davalı avukatın kendisine 1.500,00 TL dışında başka bir ödeme yapmadığını, kararın temyiz edildiğini, Yargıtay"dan kararın bozularak döndüğünü, ... 5. İş Mahkemesi"nde 2013/71 E. Sayılı dava dosyasında davasının yeniden görüldüğünü, ancak davalı avukatın davayı takip etmemesi nedeni ile HMK 320. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve davalı şirket vekili yararına 1320TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, bu durumdan ... A.Ş tarafından başlatılan ... 37. İcra Müdürlüğü"nün 2014/2629 E. Sayılı dosyasından gönderilen icra emri üzerine haberdar olduğunu, zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taraflar arasında avukatlık sözleşmesi imzalandığını, vekalet ücreti olarak istanbul barosu avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen ücretin kararlaştırıldığını, davanın 26/04/2010 tarihinde karara bağlandığını, karara bağlanan alacak tutarının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/12049 E. Sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, söz konusu dosyadan 24/08/2010 tarihinde 4.058,60 TL tahsilatta bulunduğunu, davacıya 15/09/2010 tarihinde 1500 TL PTT havalesi ile 500 TL"yi de elden verdiğini, üstlendiği hukuki yardım konusunun elde edildiğini, davacının işveren ..."tan alacağının tamamının tahsil edildiğini, alacak kapsamında olmak üzere bir kısmı icra takibinden sonra borçlu bulunduğu ... İcra Müdürlüğünün 2004/1066 E. Sayılı dosyasına, 25/04/2007 tarihinde 9.775 TL nafaka borcu olarak ödendiğini, 6127,37 TL lik kısmının ise 24/04/2007 tarihinde davacının Vakıfbank ... Şubesindeki hesabına, dava sonrasında ise 4058,60 TL bölümünün ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/12049 E. Sayılı dosyasına ödendiğini, davacı için üstlenilen hukuki yardımın İcra Takibi ve esas mahkemesinde görülen dava ile sınırlı olup, temyiz ve sonrası işlem ve hukuki yardımı kapsamadığını, davacının işverenden tüm alacaklarını tahsil ettiğinden, davanın konusunun kalmadığını, ayrıca bu hususta ... 5. İş Mahkemesinin 2008/113 E. Sayılı davasının 16/07/2008 tarihli celsesinde davalı iş veren vekilinin imzalı "davanın konusu kalmamıştır, borç ödenmiştir" beyanının da bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiş; Birleşen dosya ile de; ... 2. İcra Müdürlüğünün 2007/1511 Esas sayılı, ... 5. İş Mahkemesinin 2007/113 E. sayılı ve ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/12049 Esas sayılı dosyalarından avukatlık sözleşmesi çerçevesinde ... Barosu Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca doğmuş bulunan 5000TL avukatlık ücretinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile, 3.090 TL.nin davalı-karşı davacı ... "dan alınarak davacı-karşı davalı ..."a verilmesine, davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karşı dava yönünden; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı tarafın aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan sair temyiz istemlerinin reddi gerekir.
2-Dava, avukat olan davalının kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. Davalı, davacının vekili olarak başlattığı dava dosyasının takipsiz bırakılması sonucu uğradığı zararın tahsilini istemiş, davalı, davacı için üstlenilen hukuki yardımın İcra Takibi ve esas mahkemesinde görülen dava ile sınırlı olup, temyiz ve sonrası işlem ve hukuki yardımı kapsamadığını, davacının işverenden tüm alacaklarını tahsil ettiğinden, davanın konusunun kalmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı vekilin iş mahkemesi dava dosyasında vekalet görevinin gereklerini yerine getirmediği, davayı takip etmemesi nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine neden olduğu, bu durumunda davacının aleyhine sonuç doğurduğu anlaşıldığından, davalı vekilin karşı davasının reddine, bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle de asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen yazılı ücret sözleşmesi gereğince davacının işçilik alacaklarının tahsili için dava açıldığı, ... 5. İş Mahkemesinin 2008/113 Esas sayılı davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı avukat tarafından ilamlı icra takibine konu edildiği, icra takibi neticesinde borçlu şirket tarafından icra takibine konu borcun ödendiği, bu sırada iş mahkemesindeki davanın şirket tarafından temyizi üzerine kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin 28.11.2012 tarihli ilamı ile bozulduğu, bozmadan sonra duruşma gününün davalı avukata tebliğ edildiği ancak avukatın duruşmaya katılmaması nedeniyle HMK 320. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve yasal süre içinde yenilenmemesi nedeniyle 26.08.2013 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu karardan sonra şirket tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin davacıdan talep edildiği ve aynı zamanda vekalet ücretinin tahsili için hakkında icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Davalı avukat, 11.04.2007 tarihli avukatlık sözleşmesi gereğince kendisinin temyiz aşamasından sonra davayı takip etme sorumluluğunun olmadığını savunmuş ise de; duruşma davetiyesi avukata tebliğ edilmiş olup, duruşma gününden davacıyı haber ettiğini ispat edememiştir. Bu durumda davalı avukatın vekalet görevini gereği gibi yerine getirmediğine ilişkin mahkemenin kabulü doğru ise de; davacının zararını açıkça ispat etmesi gerekir. Mahmemece İş Mahkemesinde görülen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararından sonra davacı tarafından tekrar davanın açılıp açılamayacağı, bu davanın kazanılıp kazanılamacağı bilirkişi marifetiyle belirlenip maddi zararın oluşup oluşmayacağı tespit edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Yine davalı avukatın delil listesinde sunmuş olduğu tarihsiz teslim tesellüm belgesi de incelenmeden karar verilmiş olup, mahkemece yukarıda belirtilen hususların gözetilmeyip yetersiz bilirkişi raporu ve eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 53,00 TL harcın istek halinde davalı-karşı davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.